Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences

.: EDITORIALS
Öğrenme ve Davranışlarda Sol ve Sağ Beyin Yarım Kürelerinin Fonksiyonel Asimetrisinin Önemi (Lateralizasyon)
THE IMPORTANCE OF LEFT AND RIGHT BRAIN ASYMMETRIES (LATERALIZATION) FOR LEARNING AND BEHAVIOR
Nimet Ünay GÜNDOĞANa
aFizyoloji AD, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, ANKARA
Article Language: TR
Full Text
1836'da tanınmamış bir kasaba doktoru olan Marc Dax, Fransa'da Montpellier'de tıbbi bir toplantıda kısa bir konuşma ile bilimsel bir sunum yapmıştı. Çoğu çağdaşı gibi tıbbi toplantılara pek sık katılmıyordu. Aslında bu konuşma onun ilk ve tek bilimsel sunumu olmuştu. [ref=1]1[/ref] Bir genel pratisyen olarak uzun meslek yaşamı boyunca Dr. Dax, teknik olarak afazi olarak bilinen, beyin hasarı sonrası gelişen konuşma kaybından yakınan birçok hasta görmüştü. Beyin hasarı sonrası oluşan konuşma kaybı ile ilgili onun bu gözlemi yeni değildi. Benzer şekilde Antik Yunan'da da bilginler tarafından ani ve kalıcı konuşma yeteneğinin kaybından söz edilmişti. Fakat Dax, konuşma kaybı ile hasarın olduğu beyin tarafı arasındaki ilişkiyi bulmuştu. Dax konuşma kaybı olan 40'tan fazla hastada haraplığın sol beyin yarımında bulunduğunu fark etmişti. Konuşma kaybı olan hastaların hiçbirinde sağ beyin yarı küresinde hasarın bulunmadığına dikkat etmişti. Bu çok önemli bir gözlemdi. Dax gözlemlerini kısa bir açıklama yaparak bilimsel toplantıda şöyle özetlemişti: "Her bir beyin yarı küresi değişik fonksiyonları kontrol eder. Konuşma sol beyin yarı küresi tarafından kontrol edilir." Bu bilginin önemini o tarihte kimse kavrayamamıştı. Bu yüzden Dax'ın bildirisi tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Dinleyenlerden hiçbirinin ilgisini çekmeyen bu konu kısa zamanda unutulmuştu. Bu bildiriyi yaptıktan, yaklaşık olarak 1 yıl sonra, gözlemlerinin ne kadar önemli olduğunu anlayamadan Dr. Marc Dax ölmüştü. Yirminci yüzyılın 2. yarısında en fazla çalışılan ve en ilginç bilimsel araştırma konusunu ortaya atmış olduğunda haberi olmamıştı. Uzun yıllar sonra yapılan çok dikkatli çalışmalarla sol ve sağ beyin yarım kürelerinin farklılığı keşif edilmişti. Çoğumuzun, tek bir yapı olarak düşündüğümüz beyin gerçekte 2 beyin yarım küresinden oluşmuştur. Bu iki beyin yarım küresi bir arada, çok iyi korunmuş olarak kafatası içine yerleşmiştir. İki beyin yarım küresi birbirine sinir lifi demetleri ile bağlanmıştır. Bu bağlantılar işlevsel bütünlüğü sağlamaktadır. Her beyin yarım küresi bir diğerinin ayna hayali olarak görünmektedir. Fiziksel olarak simetrik bir yapı göstermektedir. İnsan vücudunda da dış görünüş olarak sol ve sağ vücut yarımları arasında simetrik bir yapı vardır. Vücudun temel hareket ve duyu kontrolü gerçekleştiren beyin yarım küreleri bu kontrollünü çapraz bağlantılarla sağlamaktadır. Örneğin sol beyin yarım küresi vücudun sağ yarımını (sağ el, sağ bacak) ve sağ beyin yarım küresi vücudun sol yarımını (sol el, sol bacak) kontrol eder.1 Sağ ve sol beyin yarım küreleri eller ve ayaklarla çapraz bağlantılar yapar. Beynin ve vücudun sol-sağ tarafında izlenen fiziksel simetri bütün yönleri ile sağ ve sol tarafların eşit olduğu anlamını taşımamaktadır. Fonksiyonel asimetriyi daha iyi anlayabilmek için yalnızca iki ele ait yeteneklerin gözden geçirilmesi yeterli olacaktır. Gerçekte çok az insan her iki elini eşit derecede kullanmaktadır. Büyük bir çoğunluk herhangi bir işi gerçekleştirirken bir elini tercih ederek kullanmakta, fonksiyonel olarak el tercihi yapmaktadır. Bu tercih edilen el görev üstlenmede diğer ele baskın olduğundan dominant el olarak tanımlanır. El tercihi, bu kişinin beynindeki yüksek mental fonksiyonların organizasyonu hakkında oldukça önemli bir ipucu vermektedir. Daha doğru bir ifade ile bu yönde tahmin yapmamızı sağlamaktadır.
Örneğin her zaman sağ elini kullananlarda, bu baskın (dominant) beyin yarım küresi sol beyin yarı küresidir. Sol beyin yarım küresi aynı zamanda konuşmayı da kontrol eden beyin yarım küresidir. El becerileri bakımından iki el arasında izlenmiş olan farklılıklar, iki beyin yarı küresine ait fonksiyonel asimetriyi yansıtan temel bulgulardır. Bu bulguların yanı sıra, son zamanlarda fiziksel yapı olarak simetrik olan beyin yarım kürelerinin yetenek ve organizasyon bakımından işlevsel asimetri gösterdiğini kanıtlayan daha başka bulgularda bulunmuştur. Oldukça karmaşık olduğu bilinen mental fonksiyon ve davranışları düzenleyen merkezler, insan beyninin sol ve sağ beyin yarım kürelerinde asimetrik yerleşmiştir. İşlevsel asimetrinin ilk ve en dramatik kanıtı; beyin hasarı bulunan kişilerin davranışlarının gözlemlenmesinden elde edilmiştir. Bu bulgular, klinik bulgular olarak tanımlanır. Çünkü bu gözlemler beyin travması veya beyin ameliyatı geçiren, beyninde hasarı bulunan hasta insanlara aittir. Sol beyin yarı küresi hasarı ve konuşma kaybı arasındaki ilişkiyi ilk defa Dr. Marc Dax fark etmiştir. Bu çok önemli bir gözlemdir. Çünkü iki beyin yarı küresinin farklı fonksiyonlara sahip olduğu ve beyinde işlevsel bir asimetrinin bulunduğu düşüncesi bu gözlemle ilk olarak ortaya atılmıştır. Bu açıklamadan çok sonra beyin yarım kürelerinde başka fonksiyonel asimetriler de bulunmuştur: Örneğin sol yarı küre hasarı nedeniyle konuşma problemi yaşayan insanların aksine sağ yarı küresinde hasar bulunan hastaların hiçbirinde konuşma problemi olmadığı, onların daha çok algı ve dikkatle ilgili problemler yaşadığı görülmüştür.
Sağ beyin yarım küresinde hasarı olan kişilerin, üç boyutlu ortama uyum sağlamada ve üç boyutlu ortamda gerçekleştirilen olayları belleğe aktarıp aralarında bağlantı kurmada başarısız oldukları saptanmıştır. Bu şahısların, yeni bir binanın çevresindeki yolu öğrenmede ciddi zorlukları vardır; hatta çok iyi bildikleri çevrelerde bile yön bulmada problem yaşarlar. Sağ beyin yarım kürelerinde hasar olan şahıslar insanları yüzlerinden tanımada güçlük çekerler. Sağ yarı kürelerinde hasar bulunan şahısların aynı zamanda bazı şeyleri yok saydıkları veya aldırmadıkları da (neglect) görülmüştür. Böyle aldırmama sendromu olan hasta, yemek tabağının sol tarafında bulunan yemekleri yemez, onların orada bulunduğunun adeta farkına varamaz. Felçli veya paralitik durumda olan sol kolunun kendine ait olmadığını iddia edebilir. Sol beyin yarım küresinde oluşan benzer bir hasarın bu derece ciddi ve uzun süren, sağ tarafa yönelik aldırmazlık sendromuna neden olmadığı, şaşırtıcı bir bulgu olarak görülmektedir.
Yüz yıldan daha fazla zaman önce beyin yarım kürelerinin fonksiyonel asimetrisine işaret edilmesine ve birçok klinik bulgunun bunu kanıtlamasına karşın, beyin yarım kürelerinin işlevsel asimetrisi ile ilgili bilgiler bölünmüş beyine sahip hastalar üzerinde yapılan çalışmalara kadar tam olarak aydınlatılamamıştır. Şiddetli, yaygın ve sık tekrarlayan epilepsi nöbeti geçiren hastanın iki beyin yarım küresini bağlayan korpus kollosumunda tümör oluştuktan sonra bu nöbetlerin hafiflediği ve nihayet kaybolduğu gözlenmiştir. Bu gözlem, sık tekrarlayan ve hiçbir tedaviye cevap vermeyen yaygın epilepsi nöbetlerinin tedavisinde korpus kollosumun kesilmesinin faydalı olacağı fikrinin doğmasına neden olmuştur. Bu düşünce beyin cerrahları tarafından dikkate alınmış ve daha sonra çaresiz olgular için benimsenmiştir. Daha sonra tedavi amacı ile ağır epilepsi nöbetleri geçiren hastaların korpus kollosumları kesilmiş, iki beyin yarım küresi birbirinden ayrılmıştır. [ref=2]2[/ref] Bu hastalar epilepsi nöbetleri bakımından şifa bulmuşlar ancak ameliyattan bölünmüş beyine sahip olarak çıkmışlardır.
Ameliyat sonrasında yapılan yüzeysel gözlemlere göre hastaların normal yaşamlarında, nörolojik fonksiyonlarında ve kişilik özelliklerinde herhangi bir bozukluk saptanmamıştır. Diğer taraftan, beyin yarım kürelerinin birbirleri ile olan bağlantılarının tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bölünmüş beyine sahip kişiler olarak tanımlanan bu hastalar, her iki beyin yarım küresinin fonksiyonlarını, yeteneklerini araştırmak için eşsiz bir model oluşturmuşlardır. Bu düşünce ile geliştirilen özel test teknikleri aracılığı ile hastalar incelenmiştir. Yapılan araştırmalar sonunda lateralizasyon kavramı gelişmiştir. Lateralizasyon kavramının anlamı: Verilen bir uyarının yalnız bir beyin yarım küresini etkilemesidir. Uyarının etkisi yalnız bu beyin yarım küresinde sınırlı kalmakta diğer beyin yarım küresi bu uyarıdan etkilenmemektedir. Uyarıya verilen cevap yalnız uyarıyı alan beyin yarım küresine aittir. Burada işlevsel bir asimetri vardır. Bu yüzden bu asimetriye lateralizasyon adı verilmiştir. Lateralizasyonu belirlemek için uygulanan yöntemlerden biri, gözleri bağlanmış olan bir hastanın tek eline bir cisim vermek ve bu cismin ne olduğunu adlandırmasını hastadan istemektir. Bölünmüş beyini olan hasta sağ eline verilmiş olan cismi adlandırmakta hiç güçlük çekmemektedir. Çünkü sağ el konuşma merkezinin yer aldığı sol beyin yarım küresi tarafından yönetilmektedir. Aynı işlem bir kez de sol elle tekrarlanmak istendiğinde ise, hastanın sol eline aldığı cismi algılayamadığı, sözel olarak cismin ne olduğunu ifade edemediği görülmüştür. Çünkü bu cisim hakkındaki bilgi, cismi tutan sol elden sağ beyin yarım küresine iletilmiştir. Sağ beyin yarım küresinden, sol beyin yarım küresine ve orada bulunan konuşma merkezine aradaki bağlantılar kesilmiş olduğundan bu bilgi ulaşmamıştır. Geliştirilen tekniklerin sağladığı kolaylıklarla görsel ve işitsel bilgiyi bir beyin yarım küresine yönlendiren çalışmalarla, bölünmüş beyinli hastalarda iki beyin yarım küresinin yetenekleri arasında önemli farklılıkların bulunduğu gösterilmiştir. Sol beyin yarım küresinin öncelikle analitik işlemleri kapsadığı, öncelikle dili kullanma ve anlama olmak üzere sıralı bir anlayışla bu işlevi başardığı anlaşılmıştır. Sağ beyin yarım küresinin ise belli üç boyutlu ortamlarda gerçekleştirilen uzaysal beceriler ve müzik yeteneğinden sorumlu olduğu kendisine ulaşan bilgileri eş zamanlı olarak işlediği saptanmıştır. Bölünmüş beyin ile yapılan çalışmalar beyin yarım kürelerinin fonksiyonel asimetrisi ile ilgili olarak bu alandaki bilgilerin inanılmaz bir hızla ilerlemesine, bu alanda önemli keşiflerin yapılmasına neden olmuştur. Elde edilen bu bilgiler, nörolojik olarak normal olan kişilerde de beyin yarım kürelerinde işlevsel farklılıkların bulunup bulunmadığı sorusunu gündeme getirmiştir. Bu sorunun yanıtını bulmak üzere çalışmalar başlatılmış ve son zamanlarda geliştirilen tekniklerle böyle araştırmaların yapılmasının mümkün olabileceği düşünülmüştür. Bu araştırmaların amacı, beyin hasarı bulunan hastalarda gösterilmiş olan sol ve sağ beyin yarım küreleri arasındaki fonksiyonel asimetrinin sağlıklı bireylerde bulunup bulunmadığını anlamak ve normal beyin fonksiyonları açısından herhangi bir anlam taşıyıp taşımadığını öğrenmekti.
Yapılan klinik araştırmalar çok büyük bir heyecan uyandırdı. Beynin her iki tarafı arasında işlevsel yönden farklılıkların bulunduğu ve hastalarda olduğu gibi normal kişiler için de farklılıkların söz konusu olduğu anlaşıldı. Bu buluşların bir sonucu olarak davranış açısından asimetrilerin ne anlama geldiği ile ilgili olarak çok sayıda öngörü ve varsayım geliştirildi. Yığınla spekülasyon yapıldı. Bölünmüş beyin çalışmalarının sonuçlarından öğrenildiğine göre: Her beyin yarı küresi diğer yarı küreden bağımsız olarak algılama, hatırlama ve hissetme yetisine sahiptir.
Bilginin işlenmesi bakımından herbir beyin yarım küresi bazı farklılıklara sahiptir. Bu çalışmanın önemli bir kısmına öncülük eden araştırmacılardan biri olan Roger Sperry (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü), bölünmüş beyinli hastaların herbir beyin yarım küresinde bağımsız bir bilinç alanı olduğuna inanmıştır. [ref=3]3[/ref] Roger Sperry beynin cerrahi olarak ikiye bölünmesinin, akıl olarak tarif ettiğimiz zihinsel faaliyeti iki ayrı bilinç alanına ayıracağını ileri sürmüştür. Doğal olarak bu spekülasyon, belli şartlar altında cerrah eli değmemiş sağlam, normal beyinde de ikili bilincin olabileceği olasılığını düşündürmüştür. Diğer araştırmacılar beyin yarı küreleri arasındaki farklılıkların anlamına dikkati çektiler. Bu farklılıkların aklın sezgiye, bilimin sanata ve mantıklı olanın esrarengiz olana geleneksel karşıtlığını açık olarak gösterdiğini iddia ettiler. Fizyolog Robert Ornstein beyin araştırmalarının bu ayrımların yalnızca kültür ya da felsefe ile bağlantılı olmadığına inanmıştı. Ornstein batıda ileri sürülenlerin aksine onun görüşü doğudaki eski bir inançla örtüşüyordu. Buna göre bilincin oluşmasında ki beyin yarım küresi arasındaki farklardan kaynaklanan fizyolojik bir temel bulunmaktaydı. Avukat ve sanatçıların işlerinde beyinlerinin farklı yarı kürelerini kullandıkları öne sürüldü. Beyin yarı küreleri arasındaki bu farkların mesleki olmayan faaliyetlerde de ortaya çıktığı belirtildi. [ref=4]4[/ref] Başkaları bu fikri daha da genişlettiler ve bir kişini davranışlarının büyük çoğunluğunun hangi beyin yarım küresinin yönlendirdiğine göre sağ beyin yarım küreli kişi ve sol beyin yarım küreli kişi olarak sınıflandırılabildiğini ileri sürdüler. [ref=5]5[/ref] Son zamanlarda genel bir tartışma konusu da, el tercihi ile beyin yarım küreleri arasındaki asimetri arasındaki ilişkidir. Çalışmalar sol elini ve sağ elini tercih edenlerin beyin organizasyonu bakımından farklılıklarının bulunduğunu göstermiştir. Bu farklılıkların tespit edilmesi bazı soruları akla getirmiştir. Örneğin: Akıl ve yaratıcılık bakımından bu farklılığın sonuçları nelerdir? İlk etapta hangi etkenler sol el tercihine neden olmaktadır? Genler mi? Deneyimler mi? Küçük beyin hasarları mı? buna neden olmaktadır. Bu sorular ve el tercihi ile ilgili diğer soruların cevabını aramak, son 10 yılın en yoğun olarak çalışılan araştırma konusu olmuştur.
Bu araştırmalara göre birçok sorun aydınlanmıştır. Örneğin; şizofreni, kekemelik, öğrenme güçlüğü gibi sorunları olan kişilerde, beyin yarım küreleri arasındaki iletişimin bozuk olduğu gösterilmiştir. Bir spekülasyon olsa da bu bozukluklar beyin yarım küreleri arasındaki iş birliği eksikliği ile ilişkilendirilmiştir. Bölünmüş beyin araştırma grubundaki bir beyin cerrahı olan Joseph Bogen, beyin yarım küreleri arasındaki fonksiyonel farklılıkların, eğitim açısından önemli olduğuna inanmıştır. [ref=6]6[/ref] Konuşma yeteneklerinin kazanımı ve analitik düşünce sürecine verilen mevcut önemin, konuşma dışı kelimelerle ifade edilemeyen yeteneklerin gelişimini geciktireceği, bir diğer anlatımla bastıracağı konusundaki görüşünü açıklamıştır. Bu şekilde bir beyin yarım küresine yönelik eğitimin kişiyi beynin diğer yarımından mahrum bırakacaktır. Böylece diğer beyin yarım küresinin kazandıracaklarından kişi yaşamı boyunca bütünü ile mahrum kalacaktır. Bilimsel araştırmanın yalnızca birkaç sahası bu kadar ilgi toplamıştır. Bunun iyi ve kötü tarafları olmuştur. Olumlu yönlerine bakıldığında kısa bir sürede, fazla miktarda yeni veriler elde edilmiştir ve araştırmacılar bulgularının ne anlama geldiğini göz önünde bulundurarak insan davranışı hakkında önemli sorulara cevap bulmaya çalışmışlardır. Diğer taraftan davranışları açıklarken ikiye bölünme eğiliminin doğması bir olumsuzluktur. Sezgiye karşı mantık, hayali olana karşı tümden gelim kavramları ile gerçek ile hayal arasındaki ayırıcı çizgi sıklıkla karıştırılmıştır. Bu durum uzman olmayan kişilerin neyin spekülasyon neyin tamamen gerçek olduğunu anlamalarını güçleştirmiştir. Fakat hiç şüphesiz, beyin fonksiyonu hakkındaki önemli kavramlar ve davranışla ilgili bilgiler sol beyin ve sağ beyin çalışmalarından elde edilmiştir. Yapılacak daha önemli keşifler vardır. Bu yazının amacı konuya duyulan ilgiye dikkat çekmek, mevcut bilgilerin gözden geçirilmesini sağlayarak genç araştırıcıların meraklarını uyandırmaktır. Bu konuda hala bulunan boşlukların, genç araştırıcılar tarafından kavranmasını sağlamaktır. Yeni buluşların eğitime yapacağı değerli katkıları gündeme getirmektir.
1836'da tanınmamış bir kasaba doktoru olan Marc Dax, Fransa'da Montpellier'de tıbbi bir toplantıda kısa bir konuşma ile bilimsel bir sunum yapmıştı. Çoğu çağdaşı gibi tıbbi toplantılara pek sık katılmıyordu. Aslında bu konuşma onun ilk ve tek bilimsel sunumu olmuştu. [ref=1]1[/ref] Bir genel pratisyen olarak uzun meslek yaşamı boyunca Dr. Dax, teknik olarak afazi olarak bilinen, beyin hasarı sonrası gelişen konuşma kaybından yakınan birçok hasta görmüştü. Beyin hasarı sonrası oluşan konuşma kaybı ile ilgili onun bu gözlemi yeni değildi. Benzer şekilde Antik Yunan'da da bilginler tarafından ani ve kalıcı konuşma yeteneğinin kaybından söz edilmişti. Fakat Dax, konuşma kaybı ile hasarın olduğu beyin tarafı arasındaki ilişkiyi bulmuştu. Dax konuşma kaybı olan 40'tan fazla hastada haraplığın sol beyin yarımında bulunduğunu fark etmişti. Konuşma kaybı olan hastaların hiçbirinde sağ beyin yarı küresinde hasarın bulunmadığına dikkat etmişti. Bu çok önemli bir gözlemdi. Dax gözlemlerini kısa bir açıklama yaparak bilimsel toplantıda şöyle özetlemişti: "Her bir beyin yarı küresi değişik fonksiyonları kontrol eder. Konuşma sol beyin yarı küresi tarafından kontrol edilir." Bu bilginin önemini o tarihte kimse kavrayamamıştı. Bu yüzden Dax'ın bildirisi tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Dinleyenlerden hiçbirinin ilgisini çekmeyen bu konu kısa zamanda unutulmuştu. Bu bildiriyi yaptıktan, yaklaşık olarak 1 yıl sonra, gözlemlerinin ne kadar önemli olduğunu anlayamadan Dr. Marc Dax ölmüştü. Yirminci yüzyılın 2. yarısında en fazla çalışılan ve en ilginç bilimsel araştırma konusunu ortaya atmış olduğunda haberi olmamıştı. Uzun yıllar sonra yapılan çok dikkatli çalışmalarla sol ve sağ beyin yarım kürelerinin farklılığı keşif edilmişti. Çoğumuzun, tek bir yapı olarak düşündüğümüz beyin gerçekte 2 beyin yarım küresinden oluşmuştur. Bu iki beyin yarım küresi bir arada, çok iyi korunmuş olarak kafatası içine yerleşmiştir. İki beyin yarım küresi birbirine sinir lifi demetleri ile bağlanmıştır. Bu bağlantılar işlevsel bütünlüğü sağlamaktadır. Her beyin yarım küresi bir diğerinin ayna hayali olarak görünmektedir. Fiziksel olarak simetrik bir yapı göstermektedir. İnsan vücudunda da dış görünüş olarak sol ve sağ vücut yarımları arasında simetrik bir yapı vardır. Vücudun temel hareket ve duyu kontrolü gerçekleştiren beyin yarım küreleri bu kontrollünü çapraz bağlantılarla sağlamaktadır. Örneğin sol beyin yarım küresi vücudun sağ yarımını (sağ el, sağ bacak) ve sağ beyin yarım küresi vücudun sol yarımını (sol el, sol bacak) kontrol eder.1 Sağ ve sol beyin yarım küreleri eller ve ayaklarla çapraz bağlantılar yapar. Beynin ve vücudun sol-sağ tarafında izlenen fiziksel simetri bütün yönleri ile sağ ve sol tarafların eşit olduğu anlamını taşımamaktadır. Fonksiyonel asimetriyi daha iyi anlayabilmek için yalnızca iki ele ait yeteneklerin gözden geçirilmesi yeterli olacaktır. Gerçekte çok az insan her iki elini eşit derecede kullanmaktadır. Büyük bir çoğunluk herhangi bir işi gerçekleştirirken bir elini tercih ederek kullanmakta, fonksiyonel olarak el tercihi yapmaktadır. Bu tercih edilen el görev üstlenmede diğer ele baskın olduğundan dominant el olarak tanımlanır. El tercihi, bu kişinin beynindeki yüksek mental fonksiyonların organizasyonu hakkında oldukça önemli bir ipucu vermektedir. Daha doğru bir ifade ile bu yönde tahmin yapmamızı sağlamaktadır. Örneğin her zaman sağ elini kullananlarda, bu baskın (dominant) beyin yarım küresi sol beyin yarı küresidir. Sol beyin yarım küresi aynı zamanda konuşmayı da kontrol eden beyin yarım küresidir. El becerileri bakımından iki el arasında izlenmiş olan farklılıklar, iki beyin yarı küresine ait fonksiyonel asimetriyi yansıtan temel bulgulardır. Bu bulguların yanı sıra, son zamanlarda fiziksel yapı olarak simetrik olan beyin yarım kürelerinin yetenek ve organizasyon bakımından işlevsel asimetri gösterdiğini kanıtlayan daha başka bulgularda bulunmuştur. Oldukça karmaşık olduğu bilinen mental fonksiyon ve davranışları düzenleyen merkezler, insan beyninin sol ve sağ beyin yarım kürelerinde asimetrik yerleşmiştir. İşlevsel asimetrinin ilk ve en dramatik kanıtı; beyin hasarı bulunan kişilerin davranışlarının gözlemlenmesinden elde edilmiştir. Bu bulgular, klinik bulgular olarak tanımlanır. Çünkü bu gözlemler beyin travması veya beyin ameliyatı geçiren, beyninde hasarı bulunan hasta insanlara aittir. Sol beyin yarı küresi hasarı ve konuşma kaybı arasındaki ilişkiyi ilk defa Dr. Marc Dax fark etmiştir. Bu çok önemli bir gözlemdir. Çünkü iki beyin yarı küresinin farklı fonksiyonlara sahip olduğu ve beyinde işlevsel bir asimetrinin bulunduğu düşüncesi bu gözlemle ilk olarak ortaya atılmıştır. Bu açıklamadan çok sonra beyin yarım kürelerinde başka fonksiyonel asimetriler de bulunmuştur: Örneğin sol yarı küre hasarı nedeniyle konuşma problemi yaşayan insanların aksine sağ yarı küresinde hasar bulunan hastaların hiçbirinde konuşma problemi olmadığı, onların daha çok algı ve dikkatle ilgili problemler yaşadığı görülmüştür. Sağ beyin yarım küresinde hasarı olan kişilerin, üç boyutlu ortama uyum sağlamada ve üç boyutlu ortamda gerçekleştirilen olayları belleğe aktarıp aralarında bağlantı kurmada başarısız oldukları saptanmıştır. Bu şahısların, yeni bir binanın çevresindeki yolu öğrenmede ciddi zorlukları vardır; hatta çok iyi bildikleri çevrelerde bile yön bulmada problem yaşarlar. Sağ beyin yarım kürelerinde hasar olan şahıslar insanları yüzlerinden tanımada güçlük çekerler. Sağ yarı kürelerinde hasar bulunan şahısların aynı zamanda bazı şeyleri yok saydıkları veya aldırmadıkları da (neglect) görülmüştür. Böyle aldırmama sendromu olan hasta, yemek tabağının sol tarafında bulunan yemekleri yemez, onların orada bulunduğunun adeta farkına varamaz. Felçli veya paralitik durumda olan sol kolunun kendine ait olmadığını iddia edebilir. Sol beyin yarım küresinde oluşan benzer bir hasarın bu derece ciddi ve uzun süren, sağ tarafa yönelik aldırmazlık sendromuna neden olmadığı, şaşırtıcı bir bulgu olarak görülmektedir. Yüz yıldan daha fazla zaman önce beyin yarım kürelerinin fonksiyonel asimetrisine işaret edilmesine ve birçok klinik bulgunun bunu kanıtlamasına karşın, beyin yarım kürelerinin işlevsel asimetrisi ile ilgili bilgiler bölünmüş beyine sahip hastalar üzerinde yapılan çalışmalara kadar tam olarak aydınlatılamamıştır. Şiddetli, yaygın ve sık tekrarlayan epilepsi nöbeti geçiren hastanın iki beyin yarım küresini bağlayan korpus kollosumunda tümör oluştuktan sonra bu nöbetlerin hafiflediği ve nihayet kaybolduğu gözlenmiştir. Bu gözlem, sık tekrarlayan ve hiçbir tedaviye cevap vermeyen yaygın epilepsi nöbetlerinin tedavisinde korpus kollosumun kesilmesinin faydalı olacağı fikrinin doğmasına neden olmuştur. Bu düşünce beyin cerrahları tarafından dikkate alınmış ve daha sonra çaresiz olgular için benimsenmiştir. Daha sonra tedavi amacı ile ağır epilepsi nöbetleri geçiren hastaların korpus kollosumları kesilmiş, iki beyin yarım küresi birbirinden ayrılmıştır. [ref=2]2[/ref] Bu hastalar epilepsi nöbetleri bakımından şifa bulmuşlar ancak ameliyattan bölünmüş beyine sahip olarak çıkmışlardır. Ameliyat sonrasında yapılan yüzeysel gözlemlere göre hastaların normal yaşamlarında, nörolojik fonksiyonlarında ve kişilik özelliklerinde herhangi bir bozukluk saptanmamıştır. Diğer taraftan, beyin yarım kürelerinin birbirleri ile olan bağlantılarının tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bölünmüş beyine sahip kişiler olarak tanımlanan bu hastalar, her iki beyin yarım küresinin fonksiyonlarını, yeteneklerini araştırmak için eşsiz bir model oluşturmuşlardır. Bu düşünce ile geliştirilen özel test teknikleri aracılığı ile hastalar incelenmiştir. Yapılan araştırmalar sonunda lateralizasyon kavramı gelişmiştir. Lateralizasyon kavramının anlamı: Verilen bir uyarının yalnız bir beyin yarım küresini etkilemesidir. Uyarının etkisi yalnız bu beyin yarım küresinde sınırlı kalmakta diğer beyin yarım küresi bu uyarıdan etkilenmemektedir. Uyarıya verilen cevap yalnız uyarıyı alan beyin yarım küresine aittir. Burada işlevsel bir asimetri vardır. Bu yüzden bu asimetriye lateralizasyon adı verilmiştir. Lateralizasyonu belirlemek için uygulanan yöntemlerden biri, gözleri bağlanmış olan bir hastanın tek eline bir cisim vermek ve bu cismin ne olduğunu adlandırmasını hastadan istemektir. Bölünmüş beyini olan hasta sağ eline verilmiş olan cismi adlandırmakta hiç güçlük çekmemektedir. Çünkü sağ el konuşma merkezinin yer aldığı sol beyin yarım küresi tarafından yönetilmektedir. Aynı işlem bir kez de sol elle tekrarlanmak istendiğinde ise, hastanın sol eline aldığı cismi algılayamadığı, sözel olarak cismin ne olduğunu ifade edemediği görülmüştür. Çünkü bu cisim hakkındaki bilgi, cismi tutan sol elden sağ beyin yarım küresine iletilmiştir. Sağ beyin yarım küresinden, sol beyin yarım küresine ve orada bulunan konuşma merkezine aradaki bağlantılar kesilmiş olduğundan bu bilgi ulaşmamıştır. Geliştirilen tekniklerin sağladığı kolaylıklarla görsel ve işitsel bilgiyi bir beyin yarım küresine yönlendiren çalışmalarla, bölünmüş beyinli hastalarda iki beyin yarım küresinin yetenekleri arasında önemli farklılıkların bulunduğu gösterilmiştir. Sol beyin yarım küresinin öncelikle analitik işlemleri kapsadığı, öncelikle dili kullanma ve anlama olmak üzere sıralı bir anlayışla bu işlevi başardığı anlaşılmıştır. Sağ beyin yarım küresinin ise belli üç boyutlu ortamlarda gerçekleştirilen uzaysal beceriler ve müzik yeteneğinden sorumlu olduğu kendisine ulaşan bilgileri eş zamanlı olarak işlediği saptanmıştır. Bölünmüş beyin ile yapılan çalışmalar beyin yarım kürelerinin fonksiyonel asimetrisi ile ilgili olarak bu alandaki bilgilerin inanılmaz bir hızla ilerlemesine, bu alanda önemli keşiflerin yapılmasına neden olmuştur. Elde edilen bu bilgiler, nörolojik olarak normal olan kişilerde de beyin yarım kürelerinde işlevsel farklılıkların bulunup bulunmadığı sorusunu gündeme getirmiştir. Bu sorunun yanıtını bulmak üzere çalışmalar başlatılmış ve son zamanlarda geliştirilen tekniklerle böyle araştırmaların yapılmasının mümkün olabileceği düşünülmüştür. Bu araştırmaların amacı, beyin hasarı bulunan hastalarda gösterilmiş olan sol ve sağ beyin yarım küreleri arasındaki fonksiyonel asimetrinin sağlıklı bireylerde bulunup bulunmadığını anlamak ve normal beyin fonksiyonları açısından herhangi bir anlam taşıyıp taşımadığını öğrenmekti. Yapılan klinik araştırmalar çok büyük bir heyecan uyandırdı. Beynin her iki tarafı arasında işlevsel yönden farklılıkların bulunduğu ve hastalarda olduğu gibi normal kişiler için de farklılıkların söz konusu olduğu anlaşıldı. Bu buluşların bir sonucu olarak davranış açısından asimetrilerin ne anlama geldiği ile ilgili olarak çok sayıda öngörü ve varsayım geliştirildi. Yığınla spekülasyon yapıldı. Bölünmüş beyin çalışmalarının sonuçlarından öğrenildiğine göre: Her beyin yarı küresi diğer yarı küreden bağımsız olarak algılama, hatırlama ve hissetme yetisine sahiptir. Bilginin işlenmesi bakımından herbir beyin yarım küresi bazı farklılıklara sahiptir. Bu çalışmanın önemli bir kısmına öncülük eden araştırmacılardan biri olan Roger Sperry (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü), bölünmüş beyinli hastaların herbir beyin yarım küresinde bağımsız bir bilinç alanı olduğuna inanmıştır. [ref=3]3[/ref] Roger Sperry beynin cerrahi olarak ikiye bölünmesinin, akıl olarak tarif ettiğimiz zihinsel faaliyeti iki ayrı bilinç alanına ayıracağını ileri sürmüştür. Doğal olarak bu spekülasyon, belli şartlar altında cerrah eli değmemiş sağlam, normal beyinde de ikili bilincin olabileceği olasılığını düşündürmüştür. Diğer araştırmacılar beyin yarı küreleri arasındaki farklılıkların anlamına dikkati çektiler. Bu farklılıkların aklın sezgiye, bilimin sanata ve mantıklı olanın esrarengiz olana geleneksel karşıtlığını açık olarak gösterdiğini iddia ettiler. Fizyolog Robert Ornstein beyin araştırmalarının bu ayrımların yalnızca kültür ya da felsefe ile bağlantılı olmadığına inanmıştı. Ornstein batıda ileri sürülenlerin aksine onun görüşü doğudaki eski bir inançla örtüşüyordu. Buna göre bilincin oluşmasında ki beyin yarım küresi arasındaki farklardan kaynaklanan fizyolojik bir temel bulunmaktaydı. Avukat ve sanatçıların işlerinde beyinlerinin farklı yarı kürelerini kullandıkları öne sürüldü. Beyin yarı küreleri arasındaki bu farkların mesleki olmayan faaliyetlerde de ortaya çıktığı belirtildi. [ref=4]4[/ref] Başkaları bu fikri daha da genişlettiler ve bir kişini davranışlarının büyük çoğunluğunun hangi beyin yarım küresinin yönlendirdiğine göre sağ beyin yarım küreli kişi ve sol beyin yarım küreli kişi olarak sınıflandırılabildiğini ileri sürdüler. [ref=5]5[/ref] Son zamanlarda genel bir tartışma konusu da, el tercihi ile beyin yarım küreleri arasındaki asimetri arasındaki ilişkidir. Çalışmalar sol elini ve sağ elini tercih edenlerin beyin organizasyonu bakımından farklılıklarının bulunduğunu göstermiştir. Bu farklılıkların tespit edilmesi bazı soruları akla getirmiştir. Örneğin: Akıl ve yaratıcılık bakımından bu farklılığın sonuçları nelerdir? İlk etapta hangi etkenler sol el tercihine neden olmaktadır? Genler mi? Deneyimler mi? Küçük beyin hasarları mı? buna neden olmaktadır. Bu sorular ve el tercihi ile ilgili diğer soruların cevabını aramak, son 10 yılın en yoğun olarak çalışılan araştırma konusu olmuştur. Bu araştırmalara göre birçok sorun aydınlanmıştır. Örneğin; şizofreni, kekemelik, öğrenme güçlüğü gibi sorunları olan kişilerde, beyin yarım küreleri arasındaki iletişimin bozuk olduğu gösterilmiştir. Bir spekülasyon olsa da bu bozukluklar beyin yarım küreleri arasındaki iş birliği eksikliği ile ilişkilendirilmiştir. Bölünmüş beyin araştırma grubundaki bir beyin cerrahı olan Joseph Bogen, beyin yarım küreleri arasındaki fonksiyonel farklılıkların, eğitim açısından önemli olduğuna inanmıştır. [ref=6]6[/ref] Konuşma yeteneklerinin kazanımı ve analitik düşünce sürecine verilen mevcut önemin, konuşma dışı kelimelerle ifade edilemeyen yeteneklerin gelişimini geciktireceği, bir diğer anlatımla bastıracağı konusundaki görüşünü açıklamıştır. Bu şekilde bir beyin yarım küresine yönelik eğitimin kişiyi beynin diğer yarımından mahrum bırakacaktır. Böylece diğer beyin yarım küresinin kazandıracaklarından kişi yaşamı boyunca bütünü ile mahrum kalacaktır. Bilimsel araştırmanın yalnızca birkaç sahası bu kadar ilgi toplamıştır. Bunun iyi ve kötü tarafları olmuştur. Olumlu yönlerine bakıldığında kısa bir sürede, fazla miktarda yeni veriler elde edilmiştir ve araştırmacılar bulgularının ne anlama geldiğini göz önünde bulundurarak insan davranışı hakkında önemli sorulara cevap bulmaya çalışmışlardır. Diğer taraftan davranışları açıklarken ikiye bölünme eğiliminin doğması bir olumsuzluktur. Sezgiye karşı mantık, hayali olana karşı tümden gelim kavramları ile gerçek ile hayal arasındaki ayırıcı çizgi sıklıkla karıştırılmıştır. Bu durum uzman olmayan kişilerin neyin spekülasyon neyin tamamen gerçek olduğunu anlamalarını güçleştirmiştir. Fakat hiç şüphesiz, beyin fonksiyonu hakkındaki önemli kavramlar ve davranışla ilgili bilgiler sol beyin ve sağ beyin çalışmalarından elde edilmiştir. Yapılacak daha önemli keşifler vardır. Bu yazının amacı konuya duyulan ilgiye dikkat çekmek, mevcut bilgilerin gözden geçirilmesini sağlayarak genç araştırıcıların meraklarını uyandırmaktır. Bu konuda hala bulunan boşlukların, genç araştırıcılar tarafından kavranmasını sağlamaktır. Yeni buluşların eğitime yapacağı değerli katkıları gündeme getirmektir.

.: Up To Date

.: Process List

Login



Contact


Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.

.: Address

Turkocagi Caddesi No:30 06520 Balgat / ANKARA
Phone: +90 312 286 56 56
Fax: +90 312 220 04 70
E-mail: info@turkiyeklinikleri.com

.: Manuscript Editing Department

Phone: +90 312 286 56 56/ 2
E-mail: yaziisleri@turkiyeklinikleri.com

.: English Language Redaction

Phone: +90 312 286 56 56/ 145
E-mail: tkyayindestek@turkiyeklinikleri.com

.: Marketing Sales-Project Department

Phone: +90 312 286 56 56/ 142
E-mail: reklam@turkiyeklinikleri.com

.: Subscription and Public Relations Department

Phone: +90 312 286 56 56/ 118
E-mail: abone@turkiyeklinikleri.com

.: Customer Services

Phone: +90 312 286 56 56/ 118
E-mail: satisdestek@turkiyeklinikleri.com

1. TERMS OF USE

1.1. To use the web pages with http://www.turkiyeklinikleri.com domain name or the websites reached through the sub domain names attached to the domain name (They will be collectively referred as "SITE"), please read the conditions below. If you do not accept these terms, please cease to use the "SITE." "SITE" owner reserves the right to change the information on the website, forms, contents, the "SITE," "SITE" terms of use anytime they want.

1.2. The owner of the "SITE" is Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc. (From now on it is going to be referred as "Turkiye Klinikleri", shortly) and it resides at Turkocagi cad. No:30, 06520 Balgat Ankara. The services in the "SITE" are provided by "Turkiye Klinikleri."

1.3. Anyone accessing the "SITE" with or without a fee whether they are a natural person or a legal identity is considered to agree these terms of use. In this contract hereby, "Turkiye Klinikleri" may change the stated terms anytime. These changes will be published in the "SITE" periodically and they will be valid when they are published. Any natural person or legal identity benefiting from and reaching to the "SITE" are considered to be agreed to any change on hereby contract terms done by "Turkiye Klinikleri."

1.4. The "Terms of Use" hereby is published in the website with the last change on March 30th 2014 and the "SITE" is activated by enabling the access to everyone. The "Terms of Use" hereby is also a part of the any "USER Contract" was and/or will be done with the users using "Turkiye Klinikleri" services with or without a fee an inseparable.

2. DEFINITIONS

2.1. "SITE": A website offering different kind of services and context with a certain frame determined by "Turkiye Klinikleri" and it is accessible on-line on http://www.turkiyeklinikleri.com domain name and/or subdomains connected to the domain name.

2.2. USER: A natural person or a legal identity accessing to the "SITE" through online settings.

2.3. LINK: A link enabling to access to another website through the "SITE", the files, the context or through another website to the "SITE", the files and the context.

2.4. CONTEXT: Any visual, literary and auditory images published in the "Turkiye Klinikleri", "SITE" and/or any website or any accessible information, file, picture, number/figures, price, etc.

2.5. "USER CONTRACT": An electronically signed contract between a natural or a legal identity benefiting from special services "Turkiye Klinikleri" will provide and "Turkiye Klinikleri".

3. SCOPE OF THE SERVICES

3.1. "Turkiye Klinikleri" is completely free to determine the scope and quality of the services via the "SITE".

3.2. To benefit the services of "Turkiye Klinikleri" "SITE", the "USER" must deliver the features that will be specified by "Turkiye Klinikleri". "Turkiye Klinikleri" may change this necessity any time single-sided.

3.3. Not for a limited number, the services "Turkiye Klinikleri" will provide through the "SITE" for a certain price or for free are;

- Providing scientific articles, books and informative publications for health industry.

- Providing structural, statistical and editorial support to article preparation stage for scientific journals.

4. GENERAL PROVISIONS

4.1. "Turkiye Klinikleri" is completely free to determine which of the services and contents provided in the "SITE" will be charged.

4.2. People benefiting from the services provided by "Turkiye Klinikleri" and using the website can use the "SITE" only according to the law and only for personal reasons. Users have the criminal and civil liability for every process and action they take in the "SITE". Every USER agrees, declares and undertakes that they will not proceed by any function or action infringement of rights of "Turkiye Klinikleri"s and/or other third parties', they are the exclusive right holder on usage, processing, storage, made public and revealing any written, visual or auditory information reported to Turkiye Klinikleri" and/or "SITE" to the third parties. "USER" agrees and undertakes that s/he will not duplicate, copy, distribute, process, the pictures, text, visual and auditory images, video clips, files, databases, catalogs and lists within the "SITE", s/he will not be using these actions or with other ways to compete with "Turkiye Klinikleri", directly or indirectly.

4.3. The services provided and the context published within the "SITE" by third parties is not under the responsibility of "Turkiye Klinikleri", institutions collaborated with "Turkiye Klinikleri", "Turkiye Klinikleri" employee and directors, "Turkiye Klinikleri" authorized salespeople. Commitment to accuracy and legality of the published information, context, visual and auditory images provided by any third party are under the full responsibility of the third party. "Turkiye Klinikleri" does not promise and guarantee the safety, accuracy and legality of the services and context provided by a third party.

4.4. "USER"s cannot act against "Turkiye Klinikleri", other "USER"s and third parties by using the "SITE". "Turkiye Klinikleri" has no direct and/or indirect responsibility for any damage a third party suffered or will suffer regarding "USER"s actions on the "SITE" against the rules of the hereby "Terms of Use" and the law.

4.5. "USER"s accept and undertake that the information and context they provided to the "SITE" are accurate and legal. "Turkiye Klinikleri" is not liable and responsible for promising and guaranteeing the verification of the information and context transmitted to "Turkiye Klinikleri" by the "USER"s, or uploaded, changed and provided through the "SITE" by them and whether these information are safe, accurate and legal.

4.6. "USER"s agree and undertake that they will not perform any action leading to unfair competition, weakening the personal and commercial credit of "Turkiye Klinikleri" and a third party,  encroaching and attacking on personal rights within the "SITE" in accordance with the Turkish Commercial Code Law.

4.7. "Turkiye Klinikleri" reserves the right to change the services and the context within the "SITE"  anytime. "Turkiye Klinikleri" may use this right without any notification and timelessly. "USER"s have to make the changes and/or corrections "Turkiye Klinikleri" required immediately. Any changes and/or corrections that are required by "Turkiye Klinikleri", may be made by "Turkiye Klinikleri" when needed. Any harm, criminal and civil liability resulted or will result from changes and/or corrections required by "Turkiye Klinikleri" and were not made on time by the "USER"s belongs completely to the users.

4.8. "Turkiye Klinikleri" may give links through the "SITE" to other websites and/or "CONTEXT"s and/or folders that are outside of their control and owned and run by third parties. These links are provided for ease of reference only and do not hold qualification for support the respective web SITE or the admin or declaration or guarantee for the information inside. "Turkiye Klinikleri" does not hold any responsibility over the web-sites connected through the links on the "SITE", folders and context, the services or products on the websites provided through these links or their context.

4.9. "Turkiye Klinikleri" may use the information provided to them by the "USERS" through the "SITE" in line with the terms of the "PRIVACY POLICY" and "USER CONTRACT". It may process the information or classify and save them on a database. "Turkiye Klinikleri" may also use the USER's or visitor's identity, address, e-mail address, phone number, IP number, which sections of the "SITE" they visited, domain type, browser type, date and time information to provide statistical evaluation and customized services.

5. PROPRIETARY RIGHTS

5.1. The information accessed through this "SITE" or provided by the users legally and all the elements (including but not limited to design, text, image, html code and other codes) of the "SITE" (all of them will be called as studies tied to "Turkiye Klinikleri"s copyrights) belongs to "Turkiye Klinikleri". Users do not have the right to resell, process, share, distribute, display or give someone permission to access or to use the "Turkiye Klinikleri" services, "Turkiye Klinikleri" information and the products under copyright protection by "Turkiye Klinikleri". Within hereby "Terms of Use" unless explicitly permitted by "Turkiye Klinikleri" nobody can reproduce, process, distribute or produce or prepare any study from those under "Turkiye Klinikleri" copyright protection.

5.2. Within hereby "Terms of Use", "Turkiye Klinikleri" reserves the rights for "Turkiye Klinikleri" services, "Turkiye Klinikleri" information, the products associated with "Turkiye Klinikleri" copyrights, "Turkiye Klinikleri" trademarks, "Turkiye Klinikleri" trade looks or its all rights for other entity and information it has through this website unless it is explicitly authorized by "Turkiye Klinikleri".

6. CHANGES IN THE TERMS OF USE

"Turkiye Klinikleri" in its sole discretion may change the hereby "Terms of Use" anytime announcing within the "SITE". The changed terms of the hereby "Terms of Use" will become valid when they are announced. Hereby "Terms of Use" cannot be changed by unilateral declarations of users.

7. FORCE MAJEURE

"Turkiye Klinikleri" is not responsible for executing late or never of this hereby "Terms of Use", privacy policy and "USER Contract" in any situation legally taken into account as force majeure. Being late or failure of performance or non-defaulting of this and similar cases like this will not be the case from the viewpoint of "Turkiye Klinikleri", and "Turkiye Klinikleri" will not have any damage liability for these situations. "Force majeure" term will be regarded as outside of the concerned party's reasonable control and any situation that "Turkiye Klinikleri" cannot prevent even though it shows due diligence. Also, force majeure situations include but not limited to natural disasters, rebellion, war, strike, communication problems, infrastructure and internet failure, power cut and bad weather conditions.

8. LAW AND AUTHORISATION TO FOLLOW

Turkish Law will be applied in practicing, interpreting the hereby "Terms of Use" and managing the emerging legal relationships within this "Terms of Use" in case of finding element of foreignness, except for the rules of Turkish conflict of laws. Ankara Courts and Enforcement Offices are entitled in any controversy happened or may happen due to hereby contract.

9. CLOSING AND AGREEMENT

Hereby "Terms of Use" come into force when announced in the "SITE" by "Turkiye Klinikleri". The users are regarded to agree to hereby contract terms by using the "SITE". "Turkiye Klinikleri" may change the contract terms and the changes will be come into force by specifying the version number and the date of change on time it is published in the "SITE".

 

30.03.2014

Privacy Policy

We recommend you to read the terms of use below before you visit our website. In case you agree these terms, following our rules will be to your favor. Please read our Terms of Use thoroughly.

www.turkiyeklinikleri.com website belongs to Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc. and is designed in order to inform physicians in the field of health

www.turkiyeklinikleri.com cannot reach to user’s identity, address, service providers or other information. The users may send this information to the website through forms if they would like to. However, www.turkiyeklinikleri.com may collect your hardware and software information. The information consists of your IP address, browser type, operating system, domain name, access time, and related websites. www.turkiyeklinikleri.com cannot sell the provided user information (your name, e-mail address, home and work address, phone number) to the third parties, publish it publicly, or keep it in the website. Gathered information has a directing feature to be a source for the website’s visitor profile, reporting and promotion of the services.

www.turkiyeklinikleri.com uses the taken information:

-To enhance, improve and maintain the quality of the website

-To generate visitor’s profile and statistical data

-To determine the tendency of the visitors on using our website

-To send print publications/correspondences

-To send press releases or notifications through e-mail

-To generate a list for an event or competition

By using www.turkiyeklinikleri.com you are considered to agree that;

-Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc. cannot be hold responsible for any user’s illegal and immoral behavior,

-Terms of use may change from time to time,

-It is not responsible for other websites’ contents it cannot control or the harms they may cause although it uses the connection they provided.

Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc. may block the website to users in the following events:

-Information with wrong, incomplete, deceiving or immoral expressions is recorded to the website,

-Proclamation, advertisement, announcement, libelous expressions are used against natural person or legal identity,

-During various attacks to the website,

-Disruption of the website because of a virus.

Written, visual and audible materials of the website, including the code and the software are under protection by legal legislation.

Without the written consent of Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc. the information on the website cannot be downloaded, changed, reproduced, copied, republished, posted or distributed.

All rights of the software and the design of the website belong to Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc.

Ortadoğu Advertisement Presentation Publishing Tourism Education Architecture Industry and Trade Inc. will be pleased to hear your comments about our terms of use. Please share the subjects you think may enrich our website or if there is any problem regarding our website.

info@turkiyeklinikleri.com