Psikiyatride Bakım Sanatı Özel Sayısı
.: EDİTÖRDEN
Sayı Editöründen
Editorials
Makale Dili: TR
Değerli Okuyucularımız,
Ruh sağlığının korunup sürdürülmesi, ruhsal sorunlar oluştuğunda da bu sorunların giderilmesi süreci, tümüyle insan insana iletişimin özel bir yolculuğudur. Her bir insan dünya yüzünde ayrı bir varlık, ayrı bir varoluştur. Her bir insanın kendine özgü bir geçmişi vardır. Bu geçmiş aslında sadece kişinin bireysel, kişisel hayatını değil; aynı zamanda ailesinden, kuşaklar öncesi atalarından alınıp, şimdilere taşınan fiziksel özellikler kadar, kültürel ve ait olunan tarihlerde hangi durumlarda ne şekilde bulunulduğunun izlerini de taşıyan psikososyal özellikleri de içerir.
Bu ise, her bir insan için gelinen ulus, etnik grup, dil, din, yaşamı algılayış şekli gibi birçok özelliğin harmanlanması ile oluşan sadece ve sadece o insana özgü, tek ve ayrı, biricik olma durumunu ortaya çıkarır. Bu nedenle bir insanı ele alırken, genellemeleri içeren yaklaşımdan kesinlikle kaçınılmalıdır. Ruh sağlığı alanında uğraştığım bu süre içinde belki de en iyi öğrendiğim şey; her bir insanı saymaya çalıştığım, hatta birçoğunu sayamadığım bütün bu özellikleri taşıyan, birer bütünlük olarak kabul edip yaklaşılabilirse, ancak ve ancak o zaman faydalı olunabileceğidir. Belki de yüzlerce kitabi bilginin üzerinde değeri olan bu yaklaşım ise sınırsız, koşulsuz bir insan sevgisi ve hoşgörü içinde olmayı gerektirir. Aslında bunu karşımızdakine gösterebilmemiz için öncelikle kendimizdeki tüm özelliklerimize değer vererek, sevgi ve hoşgörüyü kendimize de gösterebilmemiz gerektiğini anladım. Bu nedenle insan insana çalışılan bu alanlarda, insan bilgisi, hemşirelik bilgisi, psikiyatri bilgisi gibi donanımların belli bir incelik içinde, beceri ile uygulanması gerekiyor. Bunu yaparken de uygulayan olarak ne kendini, ne de hizmeti alanın sınırlarını zorlamadan, sıkmadan yapmalı. Bu noktada insani inceliklerle eldeki bilgilerin kendine özgü yorum ve sentezlerini içeren yaratıcılığın kullanılması, bütün bunların da doğallık içinde, spontan bir şekilde yapılması özel bir beceri ve gelişim sürecidir. Bu; zaman, bilgi, sabır, özen gösterme, kafa yorma gibi tüm sanatsal faaliyetlerde işleyen bir süreçle olmalıdır. Onun için hemşirelik bir insan bilimi ve sanatıdır. Benzer şekilde psikoterapiler de, bilimsel bilgiye sahip olma kadar, yukarıda sözü edilen incelikleri gözeterek yürütme, beceri ve sabrının gösterilmesini gerektirdiği için bir insan bilimi ve sanatıdır. Ruh sağlığının korunması, bozulduğunda da verilen bakım özellikleri nedeniyle, hem bir bilim hem de bir sanattır. Her sanatta olduğu gibi; işi benimsemek, ona yoğunlaşmak, onunla bütünleşmek (hemhal olmak) bunlara kendi özünü de katarak güzel bir eser, güzel bir iş ortaya çıkarmak gereklidir. Zaman, emek, enerji yoğunlaşmasına ihtiyaç duyulur.
Bilgi kaynaklarına ulaşmanın çok kolay olduğu günümüzde belki de, eksik olan bilgi değil, bilginin nasıl kullanıldığını ifade eden bilgeliktir. Psikiyatri hemşireliğinde de bilgiye sahip olmak ve bilgi kadar belki de daha fazla olarak, bu bilgilerin nasıl kullanılacağının gösterilmesine enerjiyi yatırmanın zamanıdır. Önceleri bizler yetişirken alanımızda yayınlanmış bilgiyi de içeren kaynak kitap ve yayınlar sınırlıydı.
Günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmakla birlikte, ülkemizde alanımıza özel kapsamlı bir kitabın eksikliği de vardı. Gençlerin bunlara ulaşabilmesini kolaylaştırmak için kapsamlı bir kitap yazmak istemiştim. Nitekim bu düşüncelerle de ''RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ: BAKIM SANATI'' adını verdiğimiz kitabı yetiştirdiğim öğrencilerimle yazdık ve bildiğiniz üzere yayınlandı, bu konudaki açığı bir nebze olsun giderdiğini de düşünüyorum. Kitap bitip ortaya çıktığında gördüm ki, ağırlıklı olarak bilimsel bilgiyi içeriyordu. Derli toplu olmakla birlikte, ağır ve yüklü bir kitap olmuştu. Bundan sonra daha fazla beceri ve incelikleri, işin sanatsal kısmını içerecek bir kitabı oluşturmayı düşünmeye başlamıştım ki 'tam da bu sırada Türkiye Klinikleri'nden psikiyatri hemşireliği için özel bir sayıya editörlük teklifi geldi. Tereddüt etmeden kabul ettim. Alandaki meslektaşlarımdan hızla bir ekip oluşturup, her bir yazar arkadaşımın özenle hazırladığı bu sayıyı tamamlamış olduk. Düşümün gerçekleşmesinde diğer kitapta olduğu gibi, bu özel sayıda da emeği geçen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca Türkiye Klinikleri'ne de psikiyatri hemşireliği özel sayıları fikrini geliştirdikleri için teşekkür ediyorum. Bu fikrin daha da gelişerek devam etmesini diliyorum. Alanımızdaki bilgeliğin artmasına katkısı olması için özellikle genç okuyucuların artarak devam etmesini, bu süreci geliştirmelerini canı gönülden dileyerek, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Prof.Dr. M. Olcay ÇAM
Sayı Editörü
Ruh sağlığının korunup sürdürülmesi, ruhsal sorunlar oluştuğunda da bu sorunların giderilmesi süreci, tümüyle insan insana iletişimin özel bir yolculuğudur. Her bir insan dünya yüzünde ayrı bir varlık, ayrı bir varoluştur. Her bir insanın kendine özgü bir geçmişi vardır. Bu geçmiş aslında sadece kişinin bireysel, kişisel hayatını değil; aynı zamanda ailesinden, kuşaklar öncesi atalarından alınıp, şimdilere taşınan fiziksel özellikler kadar, kültürel ve ait olunan tarihlerde hangi durumlarda ne şekilde bulunulduğunun izlerini de taşıyan psikososyal özellikleri de içerir.
Bu ise, her bir insan için gelinen ulus, etnik grup, dil, din, yaşamı algılayış şekli gibi birçok özelliğin harmanlanması ile oluşan sadece ve sadece o insana özgü, tek ve ayrı, biricik olma durumunu ortaya çıkarır. Bu nedenle bir insanı ele alırken, genellemeleri içeren yaklaşımdan kesinlikle kaçınılmalıdır. Ruh sağlığı alanında uğraştığım bu süre içinde belki de en iyi öğrendiğim şey; her bir insanı saymaya çalıştığım, hatta birçoğunu sayamadığım bütün bu özellikleri taşıyan, birer bütünlük olarak kabul edip yaklaşılabilirse, ancak ve ancak o zaman faydalı olunabileceğidir. Belki de yüzlerce kitabi bilginin üzerinde değeri olan bu yaklaşım ise sınırsız, koşulsuz bir insan sevgisi ve hoşgörü içinde olmayı gerektirir. Aslında bunu karşımızdakine gösterebilmemiz için öncelikle kendimizdeki tüm özelliklerimize değer vererek, sevgi ve hoşgörüyü kendimize de gösterebilmemiz gerektiğini anladım. Bu nedenle insan insana çalışılan bu alanlarda, insan bilgisi, hemşirelik bilgisi, psikiyatri bilgisi gibi donanımların belli bir incelik içinde, beceri ile uygulanması gerekiyor. Bunu yaparken de uygulayan olarak ne kendini, ne de hizmeti alanın sınırlarını zorlamadan, sıkmadan yapmalı. Bu noktada insani inceliklerle eldeki bilgilerin kendine özgü yorum ve sentezlerini içeren yaratıcılığın kullanılması, bütün bunların da doğallık içinde, spontan bir şekilde yapılması özel bir beceri ve gelişim sürecidir. Bu; zaman, bilgi, sabır, özen gösterme, kafa yorma gibi tüm sanatsal faaliyetlerde işleyen bir süreçle olmalıdır. Onun için hemşirelik bir insan bilimi ve sanatıdır. Benzer şekilde psikoterapiler de, bilimsel bilgiye sahip olma kadar, yukarıda sözü edilen incelikleri gözeterek yürütme, beceri ve sabrının gösterilmesini gerektirdiği için bir insan bilimi ve sanatıdır. Ruh sağlığının korunması, bozulduğunda da verilen bakım özellikleri nedeniyle, hem bir bilim hem de bir sanattır. Her sanatta olduğu gibi; işi benimsemek, ona yoğunlaşmak, onunla bütünleşmek (hemhal olmak) bunlara kendi özünü de katarak güzel bir eser, güzel bir iş ortaya çıkarmak gereklidir. Zaman, emek, enerji yoğunlaşmasına ihtiyaç duyulur.
Bilgi kaynaklarına ulaşmanın çok kolay olduğu günümüzde belki de, eksik olan bilgi değil, bilginin nasıl kullanıldığını ifade eden bilgeliktir. Psikiyatri hemşireliğinde de bilgiye sahip olmak ve bilgi kadar belki de daha fazla olarak, bu bilgilerin nasıl kullanılacağının gösterilmesine enerjiyi yatırmanın zamanıdır. Önceleri bizler yetişirken alanımızda yayınlanmış bilgiyi de içeren kaynak kitap ve yayınlar sınırlıydı.
Günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmakla birlikte, ülkemizde alanımıza özel kapsamlı bir kitabın eksikliği de vardı. Gençlerin bunlara ulaşabilmesini kolaylaştırmak için kapsamlı bir kitap yazmak istemiştim. Nitekim bu düşüncelerle de ''RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ: BAKIM SANATI'' adını verdiğimiz kitabı yetiştirdiğim öğrencilerimle yazdık ve bildiğiniz üzere yayınlandı, bu konudaki açığı bir nebze olsun giderdiğini de düşünüyorum. Kitap bitip ortaya çıktığında gördüm ki, ağırlıklı olarak bilimsel bilgiyi içeriyordu. Derli toplu olmakla birlikte, ağır ve yüklü bir kitap olmuştu. Bundan sonra daha fazla beceri ve incelikleri, işin sanatsal kısmını içerecek bir kitabı oluşturmayı düşünmeye başlamıştım ki 'tam da bu sırada Türkiye Klinikleri'nden psikiyatri hemşireliği için özel bir sayıya editörlük teklifi geldi. Tereddüt etmeden kabul ettim. Alandaki meslektaşlarımdan hızla bir ekip oluşturup, her bir yazar arkadaşımın özenle hazırladığı bu sayıyı tamamlamış olduk. Düşümün gerçekleşmesinde diğer kitapta olduğu gibi, bu özel sayıda da emeği geçen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Ayrıca Türkiye Klinikleri'ne de psikiyatri hemşireliği özel sayıları fikrini geliştirdikleri için teşekkür ediyorum. Bu fikrin daha da gelişerek devam etmesini diliyorum. Alanımızdaki bilgeliğin artmasına katkısı olması için özellikle genç okuyucuların artarak devam etmesini, bu süreci geliştirmelerini canı gönülden dileyerek, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Prof.Dr. M. Olcay ÇAM
Sayı Editörü
.: İşlem Listesi