Bugün transplantasyonun önündeki en büyük engel, uygun donörün bulunmamasıdır. Canlı donörler önemli bir organ kaynağıdır. Son zamanlarda, böbrek transplantasyonunda, canlı donör sayısı, ölü (kadavra) donör sayısının önüne geçmiş bulunmaktadır. Karaciğer ve akciğer transplantasyonunda ise canlı donör çok daha az sıklıkta kullanılmaktadır. Organ bekleyen insan sayısı, temin edilen organ sayısının üstündedir ve bu sayı her geçen gün daha da artmaktadır.
Ölü donör: eskiden beyin ölümü veya kadavra (cadaveric) donör olarak bilinirdi. Ölü donörün ölüm nedeni genellikle kafa içi kanama veya travmadır. Beyin ölümünün saptanması bazı kriterlere bağlıdır (bu kriterler bu sayıda anlatılmıştır). Hasta sahibinin izni alınmalı ve hastanın öyküsü, sağlık geçmişi araştırılmalıdır. En uygun donör, hemodinamiği stabil olandır, ama genellikle vazopressörler kullanılmaktadır. Resusitasyonla geri döndürülen hastaların organları da kullanılabilir. Özellikle anında müdahale edilen ve organları zarar görmeyen hastalar potansiyel donörlerdir. Organların alınması ve kullanılması için kesin olmayan kriteler vardır. Beyin ölümü tespit edilen bütün hastalar potansiyel donörlerdir. Transplantasyon için kontrendikasyon, donörün ilaç bağımlısı olması veya malign bir hastalığının bulunmasıdır (primer beyin tümörü hariç). Ayrıca organa özel bazı kriterler de vardır, örneğin böbrek transplantasyonunda, donörün beyin ölümünden önceki böbrek fonksiyonlarının normal olması gibi, diyabet ve hipertansiyonun olmaması gibi. Karaciğer transplantasyonunda donörün özgeçmişi, kan grubu, yaşı, karaciğer fonksiyon testleri, hemodinamiği... vs. önemlidir. Beklemeye zamanı olmayan hastalarda, acil durumlarda bazı kriterler gözardı edilebilir.
Transplante edilebilecek organlar; kalp, böbrek, karaciğer, akciğer, pankreas, penis ve barsaklardır. Transplante edilebilecek dokular ise, kemik, tendon, kornea, kalp kapakçıkları, venler ve deridir.
Transplantasyon, modern tıbbın karmaşık ve çok uğraşılan alanlarından biridir. En önemli sorunlardan biri vücudun organı reddetmesidir. Zaten kısıtlı olan organları heba etmemek için immünosupressif tedavi de ayrıca uğraş gerektirir.
Çeşitli transplantasyon tipleri vardır;
Autograft: Dokunun aynı kişiye transplante edilmesidir. Örneğin deri transplantasyonu. Hastanın bir bölgesinden alınan derinin başka bir bölgesine nakledilmesi.
Allograft (Homogreft = Türdeş yama): Aynı türden ama genetik yapısı farklı olanlar arasında yapılan transplantasyondur. İnsan organ ve doku transplantasyonlarının çoğu allograft'tır. Organ ile alıcının genetik yapıları farklı olduğu için, alıcının immün sistemi organı yabancı cisim olarak algılar ve reddeder.
Isograft: Allograft gibi aynı türden, ancak genetik yapıları da aynı olan kişiler arasında yapılan transplantasyondur (örneğin ikizler). Burada genler aynı olduğundan organ rejeksiyonu olmaz.
Xenograft ve xenotranplantation: Farklı türler arasında yapılan transplantasyonlardır. Örneğin domuz kalp kapakçıklarının insan kalbine transplantasyonu sık ve başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.
Split transplants: Organın veya dokunun iki alıcı arasında paylaştırılmasıdır. Organ kıtlığında, örneğin karaciğer, bir erişkin ve bir çocuk alıcı arasında paylaştırılabilir, ancak bu yöntem çok başarılı değildir.
Domino transplants: Bir hastaya bir organ nakledilirken, onun organının da bir başka hastaya nakledilmesidir. Bu ameliyat, genellikle kistik fibrozisli hastalarda, iki akciğerin de değişmesi gereken durumlarda uygulanır. Akciğerlerle birlikte kalbin de transplante edilmesi daha kolay olduğundan, bu hastalara akciğerlerle birlikte kalp de nakledilir ve bu hastaların sağlam kalpleri, organ bekleyen başka hastalara nakledilebilir.
Domino transplantasyon, aynı zamanda, familyal amiloidotik polinöropati hastalığı olan kimselerde yapılan karaciğer transplantasyonu için kullanılan bir terimdir. Familyal amiloidotik polinöropati hastalığında; karaciğer, çok yavaş, bir protein üretir ve bu protein hastanın diğer organlarını tahrip eder. Bu hastalara yeni bir karaciğer transplante edildikten sonra bunların karaciğeri de yaşlı, başka nedenle ölmesi beklenen hastalara nakledilerek bir süre daha yaşamaları sağlanabilir.
Son zamanlarda barsak transplantasyonu uygulanmaya başladı. Gerçi deneysel çalışmalar 20. yüzyılın başlarında başlamıştı, ancak insanlardaki uygulamalar 1960'larda başladı. 1980'lerde siklosporin'in başarıyla uygulanması sonucu, barsak transplantasyonunda artma oldu, ancak hala yetersizdir. Barsaklar vücuttaki en büyük lemfoid organdır ve bol miktarda yabancı antijenler içerirler. İnce barsak transplantasyonu çetin bir uğraşı gerektirir. Buradaki başarılar, immünosupressif ilaçların gelişmesi sayesindedir.
İrreversible barsak yetmezliğinin tek tedavisi, barsak transplantasyonudur. İrreversible barsak yetmezliğinin üç nedeni vardır:
1. Kısa barsak sendromu: Barsak transplantasyonu için en önemli endikasyondur. Crohn hastalığından, desmoid tümörden, mezenterik vasküler trombozis'ten, batın travmasından, cerrahi olarak barsakların çıkarılmasından ve daha birçok nedenden dolayı olabilir.
2. Barsak hareketlerinde bozukluk: Kısa barsak sendromuna oranla daha seyrek görülür. Nedeni ise; visseral miyopati, nöropati ve aganglionosis'tir.
3. Barsaklardan emilim kapasitesinin azalması: Bu da kısa barsak sendromuna göre daha seyrek görülür, nedeni; radyasyon, inflamasyon ve diğer bazı hastalıklardır.
İrreversible barsak yetmezliği, kronik parenteral beslenmenin bir komplikasyonu olarak da ortaya çıkabilir, ancak bunun oranı çok düşüktür. Yılda bir milyon hastada 2-3 olgu hesaplanmıştır.
Prof.Dr. Cemil SABUNCU
Sayı Editörü
KAYNAKLAR
1. ''History of Intestinal Transplantation'' Children's Hospital of Pittsburg. 13/06/2008-23/08/2009
2. Kaufman S, Mazariegos G, Reyes J. Intestinal Transplantation. New Jersey: AST, 2006.
3. Atuart M, Greenstein MD, ''Intestinal Transplantation''. 14/06/2009-03/08/2009
4. Norman DJ, Turka LA, eds. Primer on Transplantation. In: Thorofare NJ, ed. 2nd ed. American Society of Transplant Physicians; 2001.
5. Introduction to the Dumont-UCLA Intestinal Transplant Program in the Dumont-UCLA Transplant Center, UCLA Transplant Center, 2006.
6. ''Human organ and tissue transplantation'' WHO 04/07/2009
.: İşlem Listesi