.: ORİJİNAL ARAŞTIRMA
Retrospective Analysis of Obstetric Cases Admitted to Intensive Care Unit of a New University Hospital Between 2003 and 2009
2003-2009 Yılları Arasında Yeni Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakımına Kabul Edilen Obstetrik Olguların Retrospektif İncelenmesi
Turkiye Klinikleri J Anest Reanim. 2011;9(2):107-13
Makale Dili: EN
Tam Metin
ABSTRACT
Objective: Although obstetric cases constitute only a minor portion in intensive care admissions, maternal mortality still continues to be a major health issue in the world. The aim of our study is to lay the groundwork for development of strategies targeting to reduce maternal deaths by defining the underlying causes. Material and Methods: The present study includes retrospective analysis of obstetric cases admitted during pregnancy and/or postpartum period between January 2003 and December 2009. The patients that have been referred from the Clinic of Gynecology and Obstetrics with a gynecological problem and admitted to ICU were excluded from the study. Results: According to the patient admission registers, the number of cases requiring ICU was found to be 168 in 5.754 deliveries. In view of the total number of ICU admissions from all departments (2.292 patients), the rate of obstetric cases was 7.33% within the whole. Therefore, the ICU admission rate was observed to be 2.919 per 100.000 deliveries. The most common reason for admission to ICU was hypertension-related causes followed by hypovolemic shock associated with postpartum haemorrhage and placental abruption. 5 cases ended up with mortality, and the mortality rate among obstetric patients admitted to the ICU was found to be 2.97%. Conclusion: Strategies developed for resolution of those issues, will reduce maternal morbidity and mortality by regular antenatal care, especially prenatal care for multiparous women, early ICU admission, and multidisciplinary approach. Otherwise obstetric-gynecology and Child Hospitals could be increase ICU admission rate relatively, but not affect mortality rate for tertiary care units.
Keywords: Intensive care; obstetrics; retrospective studies; hypertension, pregnancy-induced; obstetric labor complications
Objective: Although obstetric cases constitute only a minor portion in intensive care admissions, maternal mortality still continues to be a major health issue in the world. The aim of our study is to lay the groundwork for development of strategies targeting to reduce maternal deaths by defining the underlying causes. Material and Methods: The present study includes retrospective analysis of obstetric cases admitted during pregnancy and/or postpartum period between January 2003 and December 2009. The patients that have been referred from the Clinic of Gynecology and Obstetrics with a gynecological problem and admitted to ICU were excluded from the study. Results: According to the patient admission registers, the number of cases requiring ICU was found to be 168 in 5.754 deliveries. In view of the total number of ICU admissions from all departments (2.292 patients), the rate of obstetric cases was 7.33% within the whole. Therefore, the ICU admission rate was observed to be 2.919 per 100.000 deliveries. The most common reason for admission to ICU was hypertension-related causes followed by hypovolemic shock associated with postpartum haemorrhage and placental abruption. 5 cases ended up with mortality, and the mortality rate among obstetric patients admitted to the ICU was found to be 2.97%. Conclusion: Strategies developed for resolution of those issues, will reduce maternal morbidity and mortality by regular antenatal care, especially prenatal care for multiparous women, early ICU admission, and multidisciplinary approach. Otherwise obstetric-gynecology and Child Hospitals could be increase ICU admission rate relatively, but not affect mortality rate for tertiary care units.
Keywords: Intensive care; obstetrics; retrospective studies; hypertension, pregnancy-induced; obstetric labor complications
ÖZET
Amaç: Obstetrik olgular yoğun bakım yatışlarının küçük bir kısmını oluşturmalarına rağmen, maternal mortalite dünyada hala önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Çalışmamızda, maternal mortaliteyi azaltmak amaçlı stratejilerin geliştirilmesi için altta yatan nedenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma Ocak 2003 ile Aralık 2009 tarihleri arasında gebelik veya postpartum dönemde yatışı yapılan obstetrik olguların retrospektif incelemesini içermektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniği tarafından jinekolojik nedenlerle yoğun bakıma yönlendirilen hastalar değerlendirme dışı bırakılmıştır. Bulgular: Hasta kayıtlarına göre yoğun bakım yatışına ihtiyaç duyan hasta sayısı 5754 doğum için 168 olarak belirlenmiştir. Yoğun bakıma yatırılan tüm bölümlerin toplam hastalar değerlendirmeye alındığında (2,292 hasta) obtetrik olguların yatış oranı %7,33 olarak belirlenmiştir. Bu veriler ışığında 100,000 doğum için yoğun bakıma yatış hızı 2,919 bulunmuştur. Yoğun bakıma yapılan yatışların en sık nedeni hipertansiyona bağlı nedenler olarak bulunmuştur. Bunu postpartum hemoraji veya plasenta dekolmanına bağlı hipovolemik şok takip etmektedir. 5 olgu mortal seyretmiştir ve yoğun bakıma yatırılan obstetrik olgular için mortalite oranı %2,97 olarak bulunmuştur. Sonuç: Bu sorunların çözümleri için geliştirilen strateji olarak; düzenli antenatal bakım, özellikle multipar gebelerin yoğun bakıma erken yatırılması ve multidisipliner yaklaşım maternal morbidite ve mortaliteyi azaltacaktır. Diğer yandan Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Çocuk hastaneleri üçüncü basamak hastanelerde yoğum bakım yatış oranını artırmakla birlikte mortalite oranı etkilemediği kanısına varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yoğun bakım; doğumbilim; retrospektif çalışmalar; hipertansiyon, gebeliğin tetiklediği; obstetrik doğum komplikasyonları
Amaç: Obstetrik olgular yoğun bakım yatışlarının küçük bir kısmını oluşturmalarına rağmen, maternal mortalite dünyada hala önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Çalışmamızda, maternal mortaliteyi azaltmak amaçlı stratejilerin geliştirilmesi için altta yatan nedenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma Ocak 2003 ile Aralık 2009 tarihleri arasında gebelik veya postpartum dönemde yatışı yapılan obstetrik olguların retrospektif incelemesini içermektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniği tarafından jinekolojik nedenlerle yoğun bakıma yönlendirilen hastalar değerlendirme dışı bırakılmıştır. Bulgular: Hasta kayıtlarına göre yoğun bakım yatışına ihtiyaç duyan hasta sayısı 5754 doğum için 168 olarak belirlenmiştir. Yoğun bakıma yatırılan tüm bölümlerin toplam hastalar değerlendirmeye alındığında (2,292 hasta) obtetrik olguların yatış oranı %7,33 olarak belirlenmiştir. Bu veriler ışığında 100,000 doğum için yoğun bakıma yatış hızı 2,919 bulunmuştur. Yoğun bakıma yapılan yatışların en sık nedeni hipertansiyona bağlı nedenler olarak bulunmuştur. Bunu postpartum hemoraji veya plasenta dekolmanına bağlı hipovolemik şok takip etmektedir. 5 olgu mortal seyretmiştir ve yoğun bakıma yatırılan obstetrik olgular için mortalite oranı %2,97 olarak bulunmuştur. Sonuç: Bu sorunların çözümleri için geliştirilen strateji olarak; düzenli antenatal bakım, özellikle multipar gebelerin yoğun bakıma erken yatırılması ve multidisipliner yaklaşım maternal morbidite ve mortaliteyi azaltacaktır. Diğer yandan Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Çocuk hastaneleri üçüncü basamak hastanelerde yoğum bakım yatış oranını artırmakla birlikte mortalite oranı etkilemediği kanısına varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yoğun bakım; doğumbilim; retrospektif çalışmalar; hipertansiyon, gebeliğin tetiklediği; obstetrik doğum komplikasyonları
.: İşlem Listesi