We have prepared this book of Türkiye Klinikleri as a tribute for Neonatology, which is almost disappearing at a very young age in our country because the younger generations do not prefer it, and as well as a hope for our young colleagues who are devoted to Neonatology and trained in this field of science, to provide the precision approach our neonates deserve, and to produce scientific knowledge in the field of Neonatology.
Under-five mortality, infant mortality and neonatal mortality rates are among the most important health indicators of the developmental level of a country. These rates are 11.1 per thousand, 9.1 per thousand and 5.6 per thousand, respectively in Türkiye. Infant deaths account for more than 80% of under-five mortality and neonatal deaths account for more than 60% of infant mortality.1 More than half of under-5 mortality could be prevented by decreasing neonatal mortality. Between 2001 and 2012, the indicators I have mentioned have demonstrated impressive decreases due to the global developments in the field of child and newborn health besides the positive impact of prioritized maternal and child health and preventive health programs, in line with the economic prosperity in Türkiye. However, since 2012, these indicators have not changed at all, and nearly all graphs in the figures of these rates have turned into plateaues.1 Various reasons for this are as follows: not anymore prioritized maternal and child health and preventive medicine programs, the economic contraction of recent years, the loss of attractiveness of the subspecialty field of Neonatology, the legislation which has been in force since 2012, and which permits and promotes non-neonatologists decked with only basic knowledge and skills to serve neonatal intensive care patients with equal or even better personal rights.
Although we do not have any official data, the common observation of physicians, educators and scientists working in the field is that sensory, motor and cognitive morbidities are also increasing in our neonates.
Although we do not have any official data, the common observation of physicians, educators and scientists working in the field is that sensory, motor and cognitive morbidities are also increasing in our neonates.
At this point, we are behind OECD countries, European Union countries and World Health Organization Eastern European Region countries with respect to our under-five PREFACE ÖN SÖZ . mortality, infant mortality and neonatal mortality rate.2 It will only be possible to stop this trend with Neonatologists who know the characteristics and requirements of the high-risk newborns of each gestational age perfectly and can fulfill these requirements correctly with the necessary sensitive approaches for each neonate. There is an urgent need for young neonatologists who know and practice their job well in our field.
This book of Türkiye Klinikleri on ''Individualized and Precision Approach to the Newborn Infant'' has been written by neonatologists who serve newborns with the approach they deserve, produce knowledge and science in the field, and educate the younger generations. The subject contents have been selected and arranged in order to be a source of hope and motivation for Neonatology professionals, as well as our young colleagues who want to become neonatologists. Each of the authors has prepared an extraordinary content on many topics, from precise and individualized care for all newborns, especially very small preemies that need to be taken care only by neonatologists from the delivery room to the neonatal intensive care unit, to the projection of this approach in the fields of artificial intelligence (AI) and machine learning (ML).
I wish this book will not only be a tribute but hope for the field of Neonatology, and a good reading for all.
Prof. Dr. Saadet ARSAN
Editor
Ankara University Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Division of Neonatology, Ankara, Türkiye
REFERENCES
1. https://hsgm.saglik.gov.tr >istatistikler
2. https://www.who.int/data/gho/map-gallery
Türkiye Klinikleri'nin bu kitabını; ülkemizde henüz çok genç yaşındayken artık genç nesiller tarafından tercih edilmediği için neredeyse yok olmaya mahkûm olan Neonatoloji bilim alanı için bir ağıt ve aynı zamanda Neonatoloji'ye gönül vermiş, yenidoğanlara hak ettikleri incelikli, hassas, bilim temellerine dayalı sağlık hizmetini vermek, Neonatoloji alanında bilim ve bilgi üretmek için çabalayan genç meslektaşlarımıza bir umut olması için hazırladık.
Beş yaş altı ölüm, bebek ölüm ve neonatal ölüm hızları, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen en önemli sağlık göstergelerindendir. Ülkemizde bu hızlar sırasıyla binde 11,1, binde 9,1 ve binde 5,6'dır. Bebek ölümleri beş yaş altı çocuk ölümlerinin %80'inden, neonatal ölümler ise bebek ölümlerinin %60'ından fazlasını oluşturmaktadır.1 Yenidoğan ölümlerinin engellenmesi ile beş yaş altı çocuk ölümlerinin yarısından fazlası önlenebilecektir. Ülkemiz için belirtmiş olduğum hızlar 2001-2012 yılları arasında; dünyadaki çocuk ve yenidoğan sağlığı alanındaki gelişmeler ve ekonomik refah paralelinde ülkemizde her zaman öncelikli sağlık alanı olarak benimsenmiş olan ana çocuk sağlığı ve koruyucu hekimlik programlarının da olumlu bir sonucu olarak büyük düşüşler gösterdi. Buna karşın 2012 yılından günümüze dek bu hızlarda bir değişiklik olmadı, tüm hız grafiklerindeki görünüm bir platoya dönüştü.1 Bu durumun birçok nedeni olabilir. Bunların arasında sağlık politikaları arasında ana çocuk sağlığı ve koruyucu hekimlik programlarının eskisi kadar öncelikli olmaması, son yıllardaki ekonomik daralma, Neonatoloji yan dal uzmanlık alanının çekiciliğini yitirmiş olması, 2012 yılından beri yürürlükte olan yenidoğan yoğun bakım hastalarına neonatolog olmayan uzmanların eşit hatta daha iyi özlük haklarıyla hizmet verebilmesinin önünü açan mevzuat, bu hekimlerin temel ''hap'' bilgilerle yenidoğanlara yoğun bakım hizmeti vermeye çalışması sayılabilir.
Elimizde resmi bir veri olmasa da alanda çalışan hekimler, eğiticiler ve bilim insanlarının ortak gözlemi; yenidoğanlarımızda duyusal, devinimsel ve bilişsel morbiditelerin de artmakta olduğu yönündedir.
Gelinen bu noktada beş yaş altı ölüm, bebek ölüm ve neonatal ölüm hızlarımızla OECD ülkelerinin, Avrupa Birliği ülkelerinin, Dünya Sağlık Örgütü Doğu Avrupa ülkelerinin gerisinde yer alıyoruz.2 Bu gidişe dur diyebilmek ancak ve ancak her gebelik haftasında doğan yüksek riskli yenidoğanın özelliklerini ve gereksinimlerini bilen, bu gereksinimleri her bebek özelinde gerekli hassas yaklaşımlarla doğru olarak yerine getirebilen Neonatologlarla mümkün olacaktır. Alanımızda işini iyi bilen, uygulayan genç neonatologlara acil gereksinim vardır.
Türkiye Klinikleri'nin ''Yenidoğana Bireyselleştirilmiş ve Hassas Yaklaşım'' konulu bu kitabı yenidoğanlara hak ettikleri bu yaklaşımla hizmet veren, alanda bilgi ve bilim üreten, genç nesilleri eğiten nenatologlar tarafından yazılmıştır. Konu içerikleri özellikle Neonatoloji uzmanı olmak isteyen, bu alanda eğitim alan ve hizmet veren genç meslektaşlarımız yanında Neonatoloji erbabına bir umut ve motivasyon kaynağı olabilmek için seçilmiş ve düzenlenmiştir. Yazarların her biri doğum salonundan yenidoğan yoğun bakım ünitesine dek sadece neonatologlarca izlenmesi gereken çok küçük prematüreler başta olmak üzere, tüm yenidoğanlara hassas ve bireyselleştirilmiş bakımdan, bu yaklaşımın yapay zekâ ve makine öğrenmesi alanlarındaki izdüşümüne kadar birçok konuya değinmiş, olağanüstü nitelikte bir içerik hazırlamış bulunmaktadır.
Neonatoloji bilim alanı için bir ağıt değil, bir umut olması ve iyi okumalar dileklerimle.
Prof. Dr. Saadet ARSAN
Editör
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Neonatoloji BD, Ankara, Türkiye
KAYNAKLAR
1. https://hsgm.saglik.gov.tr >istatistikler
2. https://www.who.int/data/gho/map-gallery
.: İşlem Listesi