Elimden gelenin en iyisini yaptığım ve asla pes etmediğim sürece hayatta istediğim her şeyi elde edebileceğimi öğrendim.
Karşıma çıkan sınavlar beni daha da güçlendirdi. Önemli olan tek şey dün olduğumdan daha iyi ve güçlü olmaya çalışmamdır.
Ankara Life'ın yaratıcısı Nükhet Kantarcı dostumun 'bu yıl ne öğrendin' sorusuna yanıtını aynen benimseyen biri olarak bu önsözü yazıyorum.
Ben de Algoloji'nin Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesindeki kurucu başkanı olarak yılmadan, mücadele azmimi kaybetmeden, ameliyathane odalarını geceli gündüzlü mesai dışı zamanlarda kullanarak bugünlere ulaştım. Mücadele arkadaşlarım hep yanımda oldu. Hocalarım desteklerini hiç çekmedi. Alt kadrolarım yılmadan bana yardım etti.
Nöralterapiyi rahmetli Kadir abimden ve Ahmet Mahli abimden ilk defa duydum, sayelerinde Hüseyin Nazlıkul dostumla tanıştım. Ozonu ilk defa İbrahim Yegül ve Süleyman Özyalçın hocalarımdan işittim. Hepsinin destekleriyle Algolojide Ozon ve Nöralterapinin yerlerini, önemlerini tüm hastalarıma ve meslektaşlarıma anlatmaya çalıştım. Ağrının bir kader olmadığını, 'kimse ağrı çekerek yaşamamalı' düsturlarını hiç unutmadan hep mücadelemi sürdürdüm.
Bu düşüncelerimin ışığında, bu kitabın hazırlanmasında tüm çalışma arkadaşlarıyla birlikte desteğini esirgemeyen Hüseyin Nazlıkul dostumun önsöze katkılarını aşağıda sunmaktayım.
20. yüzyılın başında sağlıklı insan kavramı, yüzyılın ortalarında organların sağlığına dönüştü. Yüzyıl sonlarına doğru dokuya sağlık, nihayet yüzyıl tamamlanırken ve 21. yüzyılın başında hücreye sağlık tartışılmaya başlandı. Modern tıp günümüzde genlerin sağlığını konuşmaya başladı. Yapılan laboratuvar testleri, ultrason, manyetik rezonans görüntüleme, bilgisayarlı tomografi gibi parametreler değerlendiriliyor ancak bu incelemelerde insana bir bütün olarak bakılmıyor. İnsan ancak günlük araçlarla, giydiği kıyafetle, içtiği suyla, yaşadığı çevreyle, beslendiği besinle, kaliteli uykuyla, dengeli bir bedensel aktiviteyle, günlük stresi dengelemekle, hastalanmaması için bedene özen göstermesiyle yani bir bütün olarak sağlıklı olabiliyor. Tıbbın asıl hedefi; hastaları iyileştirmek yani diğer bir deyişle hastaların semptomlarını gidermek, rahatsızlıkları oluşturan faktörleri ortadan kaldırmak ve koruyucu hekimlik yaparak tam bir şifa sağlamak olmalıdır, değil mi?
Nöralterapi yaşamında, bedene, organların tek tek toplamından oluşan bir organizma olarak bakılmaz. Çünkü bütünlük ve regülasyon yaklaşımında organların tek tek sorunsuz olmasının yanı sıra birbiriyle olan ilişkisi, bedenin enerjisi, kişinin psikolojik ve toplumsal durumu da önemlidir. Bu yüzden bu yaklaşımın temelinde ana ekseni oluşturan bağ dokusunu, vücudun bütün fonksiyonlarını düzenleyen Otonom Sinir Sistemi veya eş anlamlı olarak Vejetatif Sinir Sisteminin (VSS) gerçek işleselliği bir bütünlük içinde değerlendirilir ve tanı, bu bağlamda konulup tedavi gerçekleşir.
İnsan bir makine olmadığı gibi, hiçbir zaman insanın organlarının toplamı veya tamamı bütünü değildir. Çünkü bütünlük ve regülasyon yaklaşımı organların tek tek sorunsuz olmasının yanı sıra birbiriyle olan ilişkisinin, bedenin enerjisel, psikolojik, sosyal ve toplumsal durumunun değerlendirilmesi anlamındadır. Bu yüzden regülasyon tıbbi yaklaşımında ana ekseni oluşturan; bağ dokusu ve VSS'nin gerçek işlevselliği bütünlük içinde değerlendirip bu bağlamda tanının konulması ve tedavi edilmesidir. Bu bütünlüğü sağlayacak sistemler arasındaki bağı kökleştirecek ve bireye sağlık verecek sistemin adı Nöralterapidir.
Tedavide başarılı olmak için morfolojik bakış açısı, fiziksel ve kimyasal parametreleri içinde taşır. Bununla birlikte regülasyon fonksiyonel bütünlük ve bakış açısının da olaya dâhil edilmesi gerekir. Söz konusu fonksiyonel bakış açısı, enerji ve kibernetik durumu da barındırmalıdır. Tedavide başarılı olmanın ana koşulu tanının doğru konulmasıdır. Tanı konma kişiye özel olmalı ve kişide meydana gelen değişikliklerin zamansal ilişkisi ile fonksiyonel yapı göz önünde bulundurulmalıdır. Hiçbir hasta diğeriyle aynı olmadığı gibi teşhis konulan rahatsızlıklar benzer olsa da ortaya çıkış şekilleri farklıdır. Bunun için de biz belirli semptom ve hastalıkla uğraşmaktan çok, kişinin tam ve kalıcı sağlığı için bütüncül bir yaklaşım sergiliyoruz.
İşte bu bütüncül yaklaşımlar ışığında ozonun da yerini unutmamamız gerektiğini ilk defa kendi hastalığım döneminde karaciğer enzimlerimin 500 üzerinde olup halsizlikten bittiğim dönemde majör ozonla gözümün açıldığını gördüğüm günden beri ozonun tıpta uygulanması gerektiğine inanıyorum
Bugün tüm diğer alanlarda olduğu gibi Algolojide ağrı tedavisinde de ozonu en çok uygulayan biri olarak tüm meslektaşlarımın bu ajanı, bu bilim elemanını tanımaları gerektiğine kalben inanıyorum.
Saygılarımla.
Prof. Dr. C. Avni BABACAN
Editör
I learned that I can achieve anything I want in life as long as I do my best and don't give up.
The exams I faced made me stronger. The only thing that matters is that I try to be better and stronger than I was yesterday.
I am writing this foreword as a person who has adopted the answer of my friend Nükhet Kantarcı, the creator of Ankara Life, to the question of 'what have you learned this year?'
As the founding head of Algology at Gazi University Faculty of Medicine, I have reached these days by using the operating room rooms day and night, during off-hours, without losing my determination to struggle. My fellow fighters have always been by my side. My prelectors have never withdrawn their support. My subordinates helped me relentlessly
I heard about Neural Therapy from my deceased colleague Kadir and Ahmet Mahli for the first time, thanks to them I met my friend Hüseyin Nazlıkul. I heard about ozone for the first time from my prelector İbrahim Yegül and Süleyman Özyalçın. With the support of all of them, I tried to explain the place and importance of Ozone and Neural Therapy in Algology to all my patients and colleagues. I have always continued my struggle without forgetting the motto that 'pain is not a destiny and that no one should live in pain.'
In the light of these thoughts, I present below the contributions of my friend Hüseyin Nazlıkul, who did not spare his support in the preparation of this book along with all his colleagues.
The concept of a healthy person at the beginning of the 20th century turned into the health of organs by the middle of the century. Towards the end of the century, the health of the tissue began to be discussed, and at the end of the century, and at the beginning of the 21st century, finally health to the cell began to be discussed. Modern medicine has started to talk about the health of genes nowadays. Parameters such as laboratory tests, ultrasound, magnetic resonance imaging, computerized tomography are evaluated, but the human being is not considered as a whole in these examinations. A person can only cope with daily tools, the clothes she/he wears, the water she/he drinks, the environment she/he lives in, the food she/he eats, quality sleep, a balanced physical activity, and balancing daily stress. In order not to get sick, she/he needs to take care of his body, so she/he can be healthy as a whole. The main goal of medicine should be to heal the patients, in other words, to relieve the symptoms of the patients, to eliminate the factors that cause the diseases, and to provide a complete cure by performing preventive medicine, right..
In the perspective of neural therapy, the body is not viewed as an organism made up of individual organs. Because, in the integrity and regulation approach, besides the individual organs being trouble-free, their relationship with each other, the energy of the body, and the psychological and social status of the person are also important.
Therefore, on the basis of this approach, the connective tissue that forms the main axis, the Autonomic Nervous System that regulates all the functions of the body, or synonymously the Vegetative Nervous System (VSS), are evaluated as a whole and the diagnosis is made in this context and the treatment is provided..
Just as man is not a machine, he is never the sum or the whole of human organs. Because the integrity and regulation approach means the evaluation of the body's energetic, psychological, social and societal status, as well as the individual organs remain as trouble-free. Therefore, the main axis in the regulation medical approach is to evaluate the true functionality of the connective tissue and V5S in integrity, and to diagnose and treat it in this context. The name of the system that will root the bond between the systems that will provide this integrity and give health to the individual is neural therapy. In order to be successful in treatment, it carries the morphological point of view, physical and chemical parameters. However, regulation integrity and perspective should also be included in the event. The functional perspective in question should also include energy and kibernetic status. The main condition for successful treatment is the correct diagnosis. Diagnosis should be personal and the temporal relationship of the changes of individuals should be taken into consideration. No patient is the same as another, and although the diagnoses made are similar, the manifestation of symptoms can be different in progress. For this reason, we take a holistic approach for sustaining the full and permanent healthy status of patients rather than dealing with specific symptoms and diseases.
In the light of these holistic approaches, I believe that we should not forget the place of ozone. I believe that ozone should be applied in medicine since the day I felt exhausted from fatigue because of 500 IU/l AST levels before the day I have gottten well with major autohemotherapy.
As a physician who mostly applies ozone in the treatment of interventional pain, as in all other fields, I wholeheartedly believe that all my colleagues should be familiar with this treatment.
Best regards.
Prof. Dr. C. Avni BABACAN
Editor
.: İşlem Listesi