Kadın sağlığına biyomedikal açıdan yaklaşımları içeren pek çok kitap bulunmasına rağmen, bu kitap ile ülkemizde ilk kez sosyal ve hümanistik açıdan kadın sağlığına yaklaşımı sizlerle paylaşmayı amaçladık.
Son yıllarda Tıp Eğitimi'nde geleneksel biyomedikal tıp eğitimi programından sosyal, beşerî ve davranış bilimlerini de içeren bir eğitim programına geçiş yapma gerekçesi doğmuştur ve bu durumun standart hâle getirilerek ülke çapında yaygınlaşması son derece önemlidir. Bu açıdan yol gösterici olarak 2020 Ulusal Çekirdek Eğitim Programı'nda da Davranışsal, Sosyal ve Beşerî bakışın önemi vurgulanmıştır.
Davranışsal ve sosyal bilimlerin katkıları, bireysel hekim-hasta ilişkilerinde olduğu kadar karmaşık sağlık hizmetleri sistemlerinde, sosyal politikalarda ve toplum sağlığı uygulamalarında da belirgindir. Bununla birlikte, tıp eğitimi sürecini ve tıbbın profesyonel bağlamını anlamak için davranışsal ve sosyal bilimler de oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Hekim-hasta ilişkilerinin, sağlık sistemlerinin, mesleki yükümlülüklerin ve eğitim kurumlarının etkileşim kurma ve kalıcı etki kalıpları yaratma yolları davranışsal ve sosyal bilim araştırmaları tarafından ortaya çıkarılmıştır. Öte yandan sağlıkta cinsiyet farklılıklarına ilişkin son araştırmalar, değişen cinsiyet ilişkilerini anlamanın önemi; güç farklılıkları ve kadınlarla erkekler arasındaki kaynaklara erişim farkına vurgu yapmaktadır. Yoksulluk, sosyal dışlanma, işsizlik, kötü çalışma koşulları ve toplumsal cinsiyet bakış açısı, sağlık ve hastalık kalıpları üzerinde derin bir etkiye sahiptir.
Kadınlar, bir ailenin genel sağlığının temel yapıtaşını temsil ettikleri için, kadınların sağlık durumlarının iyileştirilmesi, aslında tüm toplumun sağlığını birebir etkilemektedir. Toplumda kadın bireylerin sağlıksız davranışlarının ve alışkanlıklarının erken tespit edilmesi veya önlenmesi, hastalıkların kontrol altına alınması açısından tüm aile etkileneceği için birinci basamakta koruyucu sağlık hizmetinin kritik rol oynadığını bir kez daha göstermektedir.
Kadınların yaşamları ırk, etnik köken, cinsel yönelim, yaş ve yaşam döngüsündeki aşamalar ile şekillenir. Bunlar, cinsiyetle birlikte, kadınların hâlâ karşı karşıya olduğu dezavantajı ve ayrımcılığı birleştirebilecek çeşitli eşitsizlik yapılarını temsil etmektedir. Bu noktada sağlığın sosyal belirleyicileri ile ilgili kaynaklar; hastalıkların sosyal ve ekonomik kaynaklarını ele almaya toplum düzeyinde birincil önem vermenin önemini vurgulamaktadır. Kadın sağlığına sosyal ve beşerî açıdan yaklaşım sergilenmeden, tam bir sağlık hizmet sunumu gerçekleşmiş olmayacaktır. Bu kitap, bu bağlamda önemli bir görev üstlenmiş oluyor. Tıbbın soğukluğu karşısında sosyal alanın sıcak insani yüzünün eğitim sürecine dâhil edilmesi, hasta-hekim iletişimine de farklı bir boyut kazandıracaktır. Umarım kadın sağlığı ele alınırken sadece biyomedikal yaklaşımın yeterli olmadığı vurgusu, bu kitap ile bir kez daha yapılmış olur. Fikir vererek destek olan ve makaleleri ile katkı sağlayan tüm değerli öğretim üyeleri ve meslektaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu kitabın tıp eğitimi için bir başvuru kaynağı olacağına inanıyor, tüm okuyanlara yararlı olmasını diliyorum.
Prof. Dr. Özlem TANRIÖVER
Editör
Although there are many books containing biomedical approaches to women's health, we aimed to share with you the social and humanistic approach to women's health for the first time in our country.
In recent years, there has been a reason for switching from a traditional biomedical education program to an education program that includes social, humanistic and behavioral sciences in Medical Education, and it is extremely important that this situation be standardized and spread throughout the country. In this respect, the importance of the Behavioral, Social and Humanistic perspective was emphasized in the 2020 National Core Education Program as a guide.
The contributions of the behavioral and social sciences are evident in individual physician-patient relationships as well as in complex health care systems, social policies, and population health practices. Behavioral and social sciences also play an important role in understanding the medical education process and the professional context of medicine. The ways physician-patient relationships, health systems, professional obligations, and educational institutions interact and create lasting patterns of influence have been uncovered by behavioral and social science research. On the other hand, recent research on gender differences in health, the importance of understanding changing gender relations; It emphasizes power differences and the difference in access to resources between men and women. Poverty, social exclusion, unemployment, poor working conditions and gender perspectives have a profound impact on patterns of health and illness.
Since women represent the basic building blocks of the general health of a family, improving the health status of women actually affects the health of the whole society. Early detection or prevention of unhealthy behaviors and habits of women in society shows once again that preventive health care plays a critical role in primary care, as the whole family will be affected in terms of controlling diseases.
Women's lives are shaped by race, ethnicity, sexual orientation, age, and life cycle stages. Together with gender, they represent various structures of inequality that can combine the disadvantage and discrimination that women still face. It is precisely at this point that resources on the social determinants of health emphasize the importance of giving primary importance to addressing the social and economic sources of diseases at the community level. A full health service delivery will not be realized without a social and humanistic approach to women's health. Including the warmth of the humanistic face of the social field in the medical education process within the face of the coldness of medicine will add a different dimension to the patient-doctor communication. This book plays an important role at this point. I hope this book will once again emphasize that the biomedical approach alone is not sufficient when dealing with women's health.
I would like to express my sincere thanks to all the valuable faculty members who supported by giving ideas and contributed with their articles.
I believe that this book will be a reference source for medical education, and I hope it will be useful to all readers.
Prof. Dr. Özlem TANRIÖVER
Editor
.: İşlem Listesi