Hipokrat'ın ''Önce Zarar Verme'' diyen bu çok ünlü aforizması yüzyıllardır hekim eğitiminin en temel yol göstericilerinden biri olmuştur. Öte yandan, son birkaç on yılda yeni farmasötik ajanların üretimi ve ilaç tüketiminde global olarak büyük bir patlama yaşanmaktadır. İlaçlara bağlı istenmeyen reaksiyonların artan yaygınlığı ve mekanizmaları konusundaki bilgilerimizin giderek artması, her medikal ve farmakolojik tedavi kararının hastaya zarar verme potansiyeli de taşıdığını bize hatırlatmalıdır. Bir hekim, hastalarına ilaç yazarken daima yarar/zarar dengesini gözetmek zorundadır. Bu bağlamda, ''kişiselleştirilmiş tıp'' kavramanın giderek kabul gördüğü çağımızda her sağlık mensubunun, bir kısmı ölümcül olabilen öngörülebilir ve öngörülemez ilaç reaksiyonları konusunda bilgili olması gereklidir.
İlaç aşırı duyarlılık reaksiyonları hafif ekzantemden hayatı tehdit eden ağır reaksiyonlara kadar geniş bir spektrumu içerir. Ağır ilaç alerjileri grubu içinde ağır kutanöz ilaç reaksiyonları (SCAR) en büyük grubu oluşturmakta ve bu grupta eritema multiforme major (EMM), Stevens-Johnson sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN), SJS/TEN overlap sendromu, eozinofili ve sistemik semptomlarla giden ilaç reaksiyonu (DRESS) sendromu ve akut jeneralize ekzantematöz püstülosis (AGEP) yer almaktadır. Bunların dışında anafilaksi, ilaçla indüklenen karaciğer hasarı (DILI), ilaç ilişkili sitopeniler, interstisyel nefrit ve pnömoni gibi ağır organ spesifik ilaç reaksiyonları ve ayrıca serum hastalığı ve vaskülit gibi tip 3 immün kompleks tipi reaksiyonlar da ağır ilaç alerjileri içinde sayılabilir. Ağır ilaç alerjileri önemli düzeyde mortalite ve morbidite nedeni olup mortalite hızları SJS/TEN için %5-40, DRESS için %10-20 ve DILI için %15 civarındadır. Yüksek mortalite dışında akut karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, ağır oküler komplikasyonlar, otoimmünite gibi ciddi komplikasyonlar da bu hastalarda sıklıkla görülmektedir.
Hekimlerin ağır ilaç alerjilerinin mekanizmalarını anlamaları, risk faktörlerini ve yüksek riskli ilaçları bilmeleri, erken göstergeleri ve fenotipleri hızla tanımaları ve hastanın almakta olduğu ilaçları kesip hızla semptomatik tedaviye başlamaları yaşamsal önem taşır. Nadir olmalarına karşılık yüksek mortaliteye sahip olmaları nedeniyle ağır ilaç . alerjileri halk sağlığı açısından çok önemlidir. Toplum bazında ağır ilaç alerjilerinin engellenmesi yüksek öncelikli bir halk sağlığı ve ilaç politikası olarak görülmelidir. Her ülkede riskli hastaları seçmek için farmakogenetik çalışmaların yapılması ve uygulamaya koyulması, epidemiyolojik çalışmalar ve farmakovijilans uygulamaları, ağır ilaç alerjilerinin tanı ve yönetimi için uzman hekimlerin ve referans merkezlerinin organizasyonu ve hasta derneklerinin ve bloglarının oluşturulması gibi yöntemler uygulamaya koyulmalıdır.
Çocuklarda ağır ilaç alerjilerinin genel özellikleri, epidemiyolojisi ve risk faktörleri dışında her bir ağır ilaç alerjisi fenotipinin klinik özellikleri ve tedavisindeki pratik yaklaşımları ön plana aldığımız bu kitapta; deneyimli akademisyenler tarafından ilgili bölümler güncel literatür desteğiyle okuyuculara sunulmuştur.Bu önemli kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm yazarlara şükranlarımı sunuyor ve çocuk sağlığına gönül vermiş hekimlere yararlı olmasını diliyorum.
Prof. Dr. Semanur KUYUCU
Editör
The so-called Hippocratic warning ''first do no harm'' has been an axiom central to the education of medical and graduate students for centuries. In the last decades we have been witnessing a global ever-increasing production and consumption of pharmaceuticals. With the increasing knowledge of the nature and magnitude of adverse reactions to drugs, this maxim remains a potent reminder that every medical and pharmacological decision carries the potential for harm. A physician should always balance the risks of harm and the potential for benefit during drug prescription to his/her patients. In the emerging era of precision medicine, any health care provider should be familiar with the expected and unexpected adverse drug reactions, some of which, may be fatal.
Drug hypersensitivity reactions (DHR) include a wide spectrum of presentations ranging from mild exanthema to life threatening severe reactions. Among DHRs severe cutaneous adverse drug reactions (SCARs),an umbrella name for Stevens-Johnson syndrome (SJS), toxic epidermal necrolysis (TEN), SJS-TEN overlap syndrome, drug reaction with eosinophilia and systemic symptoms (DRESS) syndrome and acute generalized exanthematous pustulosis (AGEP,) are the largest group. In addition to SCARs, anaphylaxis, severe organ-specific reactions such as drug-induced liver injury (DILI), drug-induced cytopenia, interstitial nephritis and pneumonia and immune complex-mediated reactions such as serum sickness and vascultis are other severe DHRs. These reactions result in considerable morbidity and mortality. Mortality rates are reported as 5-40% for SJS/TEN, 10-20% for DRESS and approximately 15% for DILI. Besides high mortality, severe complications and morbiditities such as acute liver failure, renal failure, serious oculer complications and autoimmunity often accompany severe drug reactions.
Physicians should be familiar with the mechanisms, risk factors and high-risk medications, and be aware of danger signs, early biomarkers, and phenotypes of severe DHRs in order to rapid cessation of the culprit drug and appropriate management. In spite of their rarity, severe DHRs have a huge impact on public health due to high mortality rates. Hence, the avoidance of these reactions should also be considered a pub- . lic health and drug policy issue of high-priority. In this context, approaches such as pharmacogenetic tests to select patients at risk for severe DHRs, epidemiological studies and pharmacovigilance algorithms and patient organizations should be implemented.
This book include sections about the general features, epidemiology and risk factors for severe DHRs in children, followed by the clinical characteristics, diagnosis and treatment modalities of each phenotype of severe reactions. The current status and practical issues in these topics are reviewed in nine sections by experienced authors of the field. I sincerely express my gratitudes to all the authors who contributed to this important book. I believe that it will provide a valuable contribution to the existing literature and be helpful to many pediatricians in order to understand, prevent and manage these ''iatrogenic'' hazardous diseases.
Prof. Dr. Semanur KUYUCU
Editor
.: İşlem Listesi