Tıpta kontrast; organ ve dokuların içerisine ya da çevresine verilerek, bu organ ve dokuların görünür hâle gelmesini sağlayan maddelerdir Burada temel amaç hem patolojik doku ile normal dokuların, hem de değişik karakterdeki lezyonların birbirinden ayrımının yapılmasıdır.
Bunun sağlanabilmesi için normal dokunun ya da patolojik dokunun sadece birinin kontrast madde tutması diğerinin ise hiç kontrast madde tutmaması gereklidir. Kontrast maddeler dokuların sadece morfolojisi hakkında bilgi vermekle kalmaz bazı durumlarda fonksiyonu hakkında da önemli bilgiler sağlar.
Tarihsel sürecine baktığımızda radyolojik görüntülemelerin 1896 yılında başlamasıyla akciğer X-ray görüntülerinde solunan havanın negatif kontrastının varlığı bu alanda ilk adım olarak kabul edilir. 1910'larda ilk denemelerde bizmut solüsyonlarının ve baryum sülfatın flöroskopik gastrointestinal görüntülemelerde kullanılması, öncü uygulamalar olarak tarihteki yerini almıştır.
1920 yılına gelindiğinde sfilizle mücadele sürecinde denenen sodyum iyodürün üriner sistemde oluşturduğu anjiografik opasifikasyonlar sonrasında iyodürlere olan ilgi artmış ve toksisitesi az, intravenöz kullanılabilecek iyodür türevleri gündeme gelmiştir. Böylece radyografik incelemelerde elde edilen görüntülerde kontrastın belirginleşerek tanısal doğruluğun maksimuma taşınma yolculuğu başlamıştır.
1950'lere gelindiğinde üç iyodür atomlu benzoik asid türevleri çok belirgin radyoopak görüntüler oluştursa da yan etkiler önemli bir sorundur hâlâ. 1970'lere gelindiğinde non iyonik düşük osmolaliteli kontrast ajanlar ile düşük toksisite açısından önemli yol alınmıştır.
Yani kontrast ajanlardan beklenen; istenen alanlarda yoğunlaşıp, sonrasında hiç etkileşime girmeden hızlıca vücuttan atılması hedefine giden yolda önemli gelişmeler elde edilmiştir. Fakat erken ve geç dönem alerjik reaksiyonlar ile nefrotoksisite riski halen özellikle intravasküler kontrast uygulamalarında önemli bir risk barındırmaktadır.
Nükleer tıp tanısal süreçlerinde çok sayıda radyofarmasötik ajan ve MR çekimlerinde gadolinyumlu kontrast ajanlar yakın zamanda iyotlu ajanlara eklenen kontrast üyeler olarak yaygınlaşmıştır.
Gadolinyuma ait birçok sistemde gözlenen depresan yan etkiler hatta kardiyovasküler kollapslar, i.v kontrast uygulamalarında yakın gözlem ve tedbir gereksinimi konusunda önemini pratik uygulamalarda hissettirmektedir. Günümüzde organik noniyonik iyotlu kontrast tomografi birçok organ sisteminde yaygın kullanılmaktadır ve önemli alerjik, kardiyovasküler, nefrolojik yan etkileri de barındırmaktadır ne yazık ki.
Kontrast maddelerin genel kanı olarak inert yapıda oldukları kabul edilse de ilaç etkileşimleri açısından göz ardı edilemeyecek etkileşimleri de barındırdıkları unutulmamalıdır.
Türkiye Klinikleri'nin bu kitabı; tüm yönleri ile 16 makalede değerli akademisyen yazarların katkıları sonucunda kontrast ajanlara temel, klinik farmakolojik ve radyolojik perspektifle ışık tutmaya çalışmıştır.
Ayrıca kıymetli zaman ve emeğini esirgemeyen tüm yazarlarımıza ve bu kitabın size ulaşmasını sağlayacak olan Türkiye Klinikleri çalışanlarına özel teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim. Sağlık profesyonellerimize katkı sağlaması dileği ile.
Saygılarımızla.
Prof. Dr. Başar SIRMAGÜL
Editör
In medicine, contrast is the substance that is injected into or around organs and tissues to make these organs and tissues visible. The main purpose here is to distinguish between pathological tissue and normal tissues, as well as lesions of different characters.
In order to achieve this, only one of the normal or pathological tissue should retain contrast material and the other should not retain any contrast material. Contrast agents not only provide information about the morphology of tissues, but in some cases also provide important information about their function.
Historically, with the beginning of radiological imaging in 1896, the negative contrast of inhaled air in lung X-ray images is considered as the first step in this field. The use of bismuth solutions and barium sulfate in fluoroscopic gastrointestinal imaging in the first trials in the 1910s took its place in history as pioneering applications
In 1920, after the angiographic opacifications caused by sodium iodide in the urinary system, which was used against syphilis, the interest in iodides increased and iodide derivatives that could be used intravenously with low toxicity came to the fore. Thus, the journey of maximizing diagnostic accuracy has begun by making the contrast clearer in the images obtained in radiographic examinations.
By the 1950s, although benzoic acid derivatives with three iodide atoms produced very distinct radiopaque images, adverse effects are still a significant problem. By the 1970s, significant progress was made in terms of low toxicity with non-ionic low osmolality contrast agents.
Important developments have been achieved on the way to the goal of concentrating on the desired areas, which is expected from contrast agents, and then being quickly removed from the body without any interaction. However, the risk of early and late allergic reactions and nephrotoxicity still poses a significant risk, especially in intravascular contrast applications.
Numerous radiopharmaceutical agents in nuclear medicine diagnostic processes and gadolinium contrast agents in MRI have recently become widespread as contrast agents in addition to iodinated agents.
Depressant side effects and even cardiovascular collapses observed with the use of gadolinium evoke the importance of close observation and precautions in i.v. contrast applications in practical applications. Today, organic nonionic iodinated contrast tomography is widely used in many organ systems and unfortunately has important allergic, cardiovascular and nephrological adverse effects.
Although it is accepted that contrast materials are generally inert, it should not be forgotten that they also contain interactions that cannot be ignored in terms of drug interactions.
This book of Türkiye Klinikleri has tried to shed light on contrast agents with a basic and clinical pharmacological and a radiological perspective with a total of 16 articles from honorable academicians and authors.
In addition, I would like to express my special thanks to all our authors for their valuable time and effort, and to the Türkiye Klinikleri staff who will ensure that this book reaches you. With the hope of contributing to our health professionals.
Regards.
Prof. Dr. Başar SIRMAGÜL
Editor
.: İşlem Listesi