Pediatrik sarkomlar karışık bir grup olarak yumuşak doku sarkomları (YDS) ve kemik tümörleri şeklinde ayrılabilirler. Yumuşak doku sarkomları ise özellikle küçük çocukları etkileyen rabdomiyosarkom (RMS) ve adölesan yaş grubunda karşımıza çıkan rabdomiyosarkom dışı sarkomlar (NRRMS) olarak tarif edilmiştir. Adölesan yaş grubundaki hastaların tedavisi bazı problemleri de beraberinde getirmektedir, çünkü farklı tedavi yaklaşımları aynı durumla uğraşan pediatrik ve erişkin onkologlar tarafından bu yaş grubuna göre uyarlanmıştır. Pediatrik onkologla erişkin medikal onkoloğun işbirliği, hastalar için en iyi tedaviyi garantileyecek önemli bir adım olsa da bu hastaların uluslararası klinik araştırmalara dahil edilmeleri tercih edilir.
Rabdomiyosarkom, çocuklarda en sık görülen yumuşak doku sarkomu olup, geleneksel olarak embriyonal rabdomiyosarkom (ERMS) ve alveolar rabdomiyosarkom (ARMS) olarak sınıflandırılır. Embriyonal RMS özellikle baş, boyun, göz, genitoüriner bölgeden köken alır. Alveolar RMS, klasik olarak ekstremitelerin derin dokularından gelişir. Bu kitapta çocukluk çağı rabdomiyosarkom sınıflamasının tarihsel gelişimi gözden geçirildi ve özellikle solid değişken ARMS'nin ERMS'den ayrımı ile ilgili problemlere yer verildi. Büyük çalışma grupları örneğin 'Intergroup Rhabdomyosarcoma Study Group (IRSG)' ve 'Children's Oncology Group (COG)' oluşumuyla, riske dayalı tedavi seçenekleri ve daha iyi destekleyici tedavinin sunulmasına, böylece hasta sonuçlarının geniş oranda iyileşmesine neden olmuştur. Beş yıllık yaşam ERMS için 1976'da %52.7 iken 2000'li yıllarda %73.4'e yükselmiştir. Bu oranlar ARMS için %40'tan %47.8'e iyileşme şeklinde artmıştır. Sistemik KT, RMS'de mikrometastatik hastalığı yok etmek için uygulanır. Birçok çalışma patoloji ve klinik evreleme sistemlerine göre düzenlenmiş risk sınıflamasını, bu tümörlere spesifik tedavileri bulmak için kullanırlar. RT ve çok duyarlı olan RMS'de lokal kontrol şart olduğundan RT'ye cerrahiyle birlikte ya da tek başına uygulanabilir. Çoklu ilaç KT'si RMS için hâlâ başlıca tedavi seçeneği iken ARMS için oranlar hâlâ beklenenin altında olduğundan, çalışmalar devam etmektedir
Rabdomiyosarkom dışı yumuşak doku sarkomları (NRYDS) birçok histolojik alt grubuyla birlikte tüm çocukluk çağı kanserlerinin %4'ünü oluştururlar. Yüksek histolojik derece, büyük tümör çapı, metastaz varlığı ve tümörün cerrahi olarak çıkarılamayışı, sonucu kötü etkileyen prognostik faktörlerdir. Tümörün cerrahi olarak tam çıkarılması en iyi onkolojik sonuç için tedavi algoritminde en önemli ilk adımdır. RT ve KT'nin uygulanabilmesi tümörün cerrahi çıkarılabilmesi, histolojik derece, tümör çapı ve evresine bağlıdır.
Tekrarlayan, lokal ilerleyen ya da metastatik hastalık hem RMS hem de NRYDS için hâlâ önemli bir problemdir. Hastalığın moleküler karakterinin öğrenilmesi ve yeni tedavi metodlarının uygulanması umut edici gelişmeler olmasına rağmen, tümörün nadir ve agresif gidişli olması yeni klinik çalışmaların başlatılmasında karşımıza çıkan zorluklardır.
Son yıllarda standart KT protokollerinde çok az değişiklik yapılmasına rağmen yumuşak doku sarkomlu çocukların büyük kooperatif çalışmalarında geniş kapsamlı tedavileri, hastalığın sonuçlarının iyileşmesine neden olmuştur. Bu çocuklarda cerrahi tedavinin doğru anlaşılmasındaki ince ayrıntı, hem lokal başarısızlık riskini hem de organ ve fonksiyon kaybı olasılığını azaltmayı gerektirir.
Prof. Dr. İnci ERGÜRHAN İLHAN
Editör
Pediatric sarcomas are a heterogeneous group can be divided into soft tissue sarcomas and osseous tumors. Soft tissue sarcomas are further delineated into rhabdomyosarcomas, which affect young children and nonrhabdomyosarcomas, which are most common in adolescents. Managing these malignancies in patients in this age bracket poses various clinical problems, also because different therapeutic approaches are sometimes adopted by pediatric and adult oncologists, even though they are dealing with the same condition. Cooperation between pediatric oncologists and adult medical oncologists is a key step in order to assure the best treatment to these patients, preferably through their inclusion into international clinical trials.
Rhabdomyosarcoma, the most common soft tissue sarcoma of children, has traditionally been classified into embryonal rhabdomyosarcoma (ERMS) and alveolar rhabdomyosarcoma (ARMS) for pediatric oncology practice. Embryonal RMS arises mainly from the head, neck, orbit, and genitourinary tract regions. Alveolar RMS tumours are classically found within the deep tissues of the extremities. This review outlines the historical development of classification of childhood rhabdomyosarcoma and the challenges that have been associated with it, particularly problems with the diagnosis of 'solid variant' ARMS and its distinction from ERMS. The formation of large cooperative groups, such as the Intergroup Rhabdomyosarcoma Study Group (IRSG) and the Children's Oncology Group (COG), has improved patient outcomes, largely because of the introduction of risk-adapted protocols and better supportive care. The 5-year survival rate for ERMS has increased to 73.4% in 2000 from 52.7% in 1976. Comparatively, the survival rate for aRMS improved marginally between 1996 and 2000, to 47.8% from 40.1%. The intention of systemic CT in RMS has been to eliminate micrometastatic disease. Most trials use risk stratification based on pathology and clinical staging systems to determine assigned treatment. Also, RMS is highly sensitive to RT; local control, although mandatory, can therefore be achieved with RT alone or with surgery plus RT. Multi-agent CT has remained the mainstay of treatment for RMS, but efforts to improve suboptimal survival rates for aRMS are ongoing.
Non-rhabdomyosarcoma soft-tissue sarcomas (NRSTS) comprise 4% of childhood cancers and consist of numerous histologic subtypes. Prognostic factors associated with poor outcome include high histologic grade, large tumor size, presence of metastases, and unresectability. Complete surgical resection is critical for the best oncologic outcomes and is prioritized in treatment algorithms. The use of RT and CT is based upon factors such as resectability, histologic grade, tumor size, and stage.
Relapsed and locally advanced or metastatic disease remains a challenge both for RMS and for other STSs. The hope is that molecular characterization and new therapies will help to treat STS in children; however, the rarity of the tumours and their aggressive clinical course in children poses challenges in conducting clinical trials. Future international collaborations for children and adults are needed to move forward.
Improved outcomes in recent decades have been achieved through improvements in the comprehensive care of these children with large cooperative group studies, even as little progress has been made in the standard CT backbone. A thorough understanding of the nuances of surgical therapy for these children is required to minimize both the risk of local failure and the possibility of loss of vital form or function.
Prof. Dr. İnci ERGÜRHAN İLHAN
Editor
.: İşlem Listesi