.: ORİJİNAL ARAŞTIRMA
Çocukluk Çağı Delici Göz Yaralanmalarının Klinik ve Demografik Özellikleri
Clinical and Demographic Properties of Penetrating Eye Injuries Occurred in Childhood
Turkiye Klinikleri J Ophthalmol. 2009;18(1):7-12
Makale Dili: TR
Tam Metin
ÖZET
Amaç: Çocukluk çağı delici göz yaralanmalarının klinik ve demografik özelliklerini ortaya koymak. Gereç ve Yöntemler: 2001-2006 yılları arasında delici göz yaralanması nedeniyle ameliyat olan 18 yaşından küçük 132 (29 kadın, 103 erkek) hastanın dosya bilgileri geriye dönük olarak incelendi. Yaş, cinsiyet, travma yılı, hasar alan göz, başvuru süresi, travma nedeni, travma aracı, travmanın olduğu yer, bulgular, enfeksiyon varlığı, ilk ve son muayenelerdeki görme düzeyleri ve ameliyat sayısı analiz edildi. Bulgular: Çalışmada incelenen hastaların yaş ortalaması ve standart sapması 8.4 ± 4.8 yıl olarak tespit edildi. Travmada sağ gözün daha sık (%54.5) etkilendiği saptandı. Travma sonrası ilk 4 saat içerisinde başvuranların oranı %56.1 iken, hastaların %19.7'sinin travma sonrası 24 saatten daha sonra hastaneye başvurdukları öğrenildi. Travmalardaki en önemli nedenin dikkatsizlik (%35.6) olduğu görüldü. Gözde hasara neden olan araçların en çok metalik yapıda (%47.7) olduğu saptandı. Travmaların en sık ev içerisinde (%44.7) ve sokakta (%43.2) olduğu tespit edilirken, çocukların %7.6'sının iş yerinde, %4.5'inin ise okulda travmaya maruz kaldıkları öğrenildi. Travma sonucunda en sık "kornea delinmesi ve iris prolapsusu" (%22) meydana geldiği görüldü. Hastalardan %62.9'un bir defa, %37.1'inin ise birden fazla ameliyat olduğu tespit edildi. Takiplerde sadece iki hastada endoftalmi geliştiği saptandı. Prognozu etkileyen en önemli faktör ilk muayene sırasındaki görme düzeyi olarak tespit edildi. Sonuç: Gerek ev içerisinde gerekse dışarıda çocuklar görme kayıplarına yol açabilen travmalara maruz kalabilmektedir. Dolayısıyla, bu ciddi göz yaralanmalarından kaçınmak için, evlerde, caddelerde, okullarda ve iş sahalarında gerekli güvenlik önlemlerin alınması gereklidir.
Anahtar Kelimeler: Epidemiyoloji, delici göz yaralanması; çocukluk çağı
Amaç: Çocukluk çağı delici göz yaralanmalarının klinik ve demografik özelliklerini ortaya koymak. Gereç ve Yöntemler: 2001-2006 yılları arasında delici göz yaralanması nedeniyle ameliyat olan 18 yaşından küçük 132 (29 kadın, 103 erkek) hastanın dosya bilgileri geriye dönük olarak incelendi. Yaş, cinsiyet, travma yılı, hasar alan göz, başvuru süresi, travma nedeni, travma aracı, travmanın olduğu yer, bulgular, enfeksiyon varlığı, ilk ve son muayenelerdeki görme düzeyleri ve ameliyat sayısı analiz edildi. Bulgular: Çalışmada incelenen hastaların yaş ortalaması ve standart sapması 8.4 ± 4.8 yıl olarak tespit edildi. Travmada sağ gözün daha sık (%54.5) etkilendiği saptandı. Travma sonrası ilk 4 saat içerisinde başvuranların oranı %56.1 iken, hastaların %19.7'sinin travma sonrası 24 saatten daha sonra hastaneye başvurdukları öğrenildi. Travmalardaki en önemli nedenin dikkatsizlik (%35.6) olduğu görüldü. Gözde hasara neden olan araçların en çok metalik yapıda (%47.7) olduğu saptandı. Travmaların en sık ev içerisinde (%44.7) ve sokakta (%43.2) olduğu tespit edilirken, çocukların %7.6'sının iş yerinde, %4.5'inin ise okulda travmaya maruz kaldıkları öğrenildi. Travma sonucunda en sık "kornea delinmesi ve iris prolapsusu" (%22) meydana geldiği görüldü. Hastalardan %62.9'un bir defa, %37.1'inin ise birden fazla ameliyat olduğu tespit edildi. Takiplerde sadece iki hastada endoftalmi geliştiği saptandı. Prognozu etkileyen en önemli faktör ilk muayene sırasındaki görme düzeyi olarak tespit edildi. Sonuç: Gerek ev içerisinde gerekse dışarıda çocuklar görme kayıplarına yol açabilen travmalara maruz kalabilmektedir. Dolayısıyla, bu ciddi göz yaralanmalarından kaçınmak için, evlerde, caddelerde, okullarda ve iş sahalarında gerekli güvenlik önlemlerin alınması gereklidir.
Anahtar Kelimeler: Epidemiyoloji, delici göz yaralanması; çocukluk çağı
ABSTRACT
Objective: To determine the clinical and demographical characteristics of penetrating eye injuries occurred in childhood. Material and Methods: Medical records of 132 patients (29 female, 103 male) under 18 years of age, who underwent any operation due to penetrating eye injuries were retrospectively evaluated. Of medical records, age, sex, year of trauma, the site of injury, duration from trauma to application, cause of the injury, penetrating material, localization of the trauma, ophthalmologic findings, presence of infection, the first and the last visual acuities and numbers of operations were all analyzed. Results: The mean age and standard deviation of participants was 8.4 ± 4.8 years. Right eye was more commonly affected from injury (54.5%). While the ratio of admittance to hospital within four hours was 56.1%, it was learned that 19.7% of patients had admitted to hospital more than 24 hours after the trauma. It was seen that the most important cause of the injuries was carelessness (35.6%). The most frequent objects causing penetrating eye injuries were pieces of metal (47.7%). While the injuries mostly occurred at home (44.7%) and at streets (43.2%); 7.6% of children were injured at work and 4.5% were at school. It was concluded that "corneal penetration and iris prolapsus" (22%) was the most common ophthalmologic finding. While 62.9% of injured patients underwent only one operation, 37.1% underwent more than one operation. Only two endophthalmitis were seen on the follow-up period. Finally, the only factor affecting the visual prognosis was found to be the visual acuity at first examination. Conclusion: Children may face serious injuries leading to visual loss both at home and outside. For the prevention of serious eye injuries, necessary precautions should be taken both at home, streets, schools and offices.
Keywords: Epidemiology; penetrating eye injuries; childhood
Objective: To determine the clinical and demographical characteristics of penetrating eye injuries occurred in childhood. Material and Methods: Medical records of 132 patients (29 female, 103 male) under 18 years of age, who underwent any operation due to penetrating eye injuries were retrospectively evaluated. Of medical records, age, sex, year of trauma, the site of injury, duration from trauma to application, cause of the injury, penetrating material, localization of the trauma, ophthalmologic findings, presence of infection, the first and the last visual acuities and numbers of operations were all analyzed. Results: The mean age and standard deviation of participants was 8.4 ± 4.8 years. Right eye was more commonly affected from injury (54.5%). While the ratio of admittance to hospital within four hours was 56.1%, it was learned that 19.7% of patients had admitted to hospital more than 24 hours after the trauma. It was seen that the most important cause of the injuries was carelessness (35.6%). The most frequent objects causing penetrating eye injuries were pieces of metal (47.7%). While the injuries mostly occurred at home (44.7%) and at streets (43.2%); 7.6% of children were injured at work and 4.5% were at school. It was concluded that "corneal penetration and iris prolapsus" (22%) was the most common ophthalmologic finding. While 62.9% of injured patients underwent only one operation, 37.1% underwent more than one operation. Only two endophthalmitis were seen on the follow-up period. Finally, the only factor affecting the visual prognosis was found to be the visual acuity at first examination. Conclusion: Children may face serious injuries leading to visual loss both at home and outside. For the prevention of serious eye injuries, necessary precautions should be taken both at home, streets, schools and offices.
Keywords: Epidemiology; penetrating eye injuries; childhood
.: İşlem Listesi