Amaç: Bu araştırmanın amacı, illerin DPT sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine göre bulaşıcı hastalık morbidite hızlarını karşılaştırmak, bölgelerde bazı hastalıkların varlığının bölgenin gelişmişlik düzeyiyle ilişkili olup olmadığını belirlemek ve laboratuvar tanı olanaklarının gelişmişlik düzeyiyle ve bulaşıcı hastalık varlığıyla ilişkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Retrospektif olan bu çalışmada 2006 yılı Temel Sağlık Hizmetleri İstatistik Yıllığında yayınlanan illere ait bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalık morbidite hızları kullanılmıştır. Sağlık Bakanlığının Standart Tanı, Sürveyans ve Laboratuvar Rehberinden her ilde ilgili hastalıklara dair laboratuvar olanağı verisi alınmıştır. İllerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi verisi olarak Devlet Planlama Teşkilatının 2005 yılında Sağlık Bakanlığı için geliştirdiği ve en gelişmiş illerin birinci, en az gelişmiş illerin de altıncı bölge olarak sınıflandırıldığı altılı ölçek kullanılmıştır. İller sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerine göre gruplandırılmış ve bu gruplar arasında bildirimi zorunlu bulaşıcı hastaların morbidite farklılıkları ve laboratuvar tanı olanağı farklılıkları incelenmiştir. Bazı analizler için sosyoekonomik gelişmişlik ölçeğinin ardışık kategorileri birleştirilerek ikili ve üçlü olarak yeniden gruplandırılmıştır. Analizlerde ki-kare ve Kruskal-Wallis testleri kullanılmıştır. Bulgular: Bölgelerde hastalık varlığı değerlendirildiğinde boğmaca (% 75), sifiliz (% 83) ve ekinokokkozun (% 46) birinci ve ikinci en iyi gelişmişlik düzeyindeki illerde anlamlı olarak fazla bildirildiği saptanmıştır. Beklenmeyen bir biçimde birinci bölgede ilk beş sırada ağırlıklı olarak ishal ya da ishal etkeni bildirildiği görülmektedir. Aynı şekilde şark çıbanı sadece bir ve üçüncü bölgelerde en sık görülen ilk 10 hastalık arasında yer almıştır. Tifo, olası ve kesin vakaların toplamı olarak değerlendirildiğinde 1, 4, 5 ve 6. bölgelerde ilk 10 hastalık arasında yer alırken kesin vakalar olarak en gerideki bölgede bile ilk onda yer almamıştır. İllerde laboratuvar olanağının bulunması, vaka bildirimi olasılığını 1,08-3,47 kat arttırmaktadır. Sonuç: DPT gelişmişlik indeksine göre sosyoekonomik durum kötüleştikçe bruselloz, tifo ve hepatit A morbiditeleri önemli düzeyde artmaktadır. Diğer bazı hastalıklarda illerin gelişmişlik düzeyinden beklenmeyen tutarsızlıklar bulunmaktadır. Kesin vaka bildirimi, gerçek olmayan bildirimleri önlemesine rağmen laboratuvar olanaklarının sınırlı olduğu illerde bildirimler yetersiz olmaktadır. Bu sınırlılık göz önünde bulundurularak Bakanlığa olası vaka olarak bildirilen hastalık sayısı arttırılmalı ve laboratuvar altyapısı geliştirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Bulaşıcı hastalık sürveyansı; bulaşıcı hastalık bildirim sistemi; bildirimi zorunlu hastalıklar; morbidite; sosyoekonomik gelişmişlik
Objective: This study aims to compare communicable disease rates of provinces according to their SPI (State Planning Institute) socioeconomic development levels, to determine whether the occurrence of some of the diseases depend on the developmental level and to investigate the relationship between laboratory diagnostic facilities and developmental level and the occurrence of communicable diseases. Material and Methods: In this retrospective study, communicable disease morbidity rates of provinces according to the 2006 Basic Health Services Statistical Yearbook were used. Information about laboratory facilities in each province was obtained from the Ministry of Health?s Standard Diagnosis, Surveillance and Laboratory Guidebook. The data on the socioeconomic developmental level of provinces relied on a scale developed by the SPI for the Ministry of Health, classifying the most developed provinces as the first and the least developed provinces as the sixth region. The provinces were classified according to their socioeconomic developmental level and the difference in communicable disease morbidity and laboratory diagnostic infrastructure were investigated. For some of the analyses, categories of the socioeconomic development scale were regrouped to form combinations of two or three consecutive categories. Chi-square and Kruskal-Wallis tests were used for analyses. Results: When occurrences of diseases were assessed according to regions, whooping cough (75%), syphilis (83%) and ecchinococcosis (46%) were notified significantly more in the first and second socioeconomic level provinces. Unexpectedly, diarrhoea or agents causing diarrhoea were more among the first five most frequent diseases in the first region. Similarly, leishmaniasis was among the 10 most common diseases only in the first and third regions. When both probable and confirmed cases were combined, thyphoid fever was among the first 10 most common diseases in the 1st, 4th, 5th and 6th regions whereas it was not among the first 10 most common diseases even in the least developed region when only confirmed cases were considered. The availability of laboratory facilities in provinces increases the notification rate of cases by 1.08-3.47 times. Conclusion: With worsening SPI developmental level, the morbidity of brucellosis, typhoid fever and hepatitis A increases significantly. For some other diseases, there are inconsistencies that are not expected according to the developmental level of provinces. Although it prevents the notification of untrue cases, the notification of confirmed cases leads to inadequacy in notification in provinces where laboratory facilities are limited. In consideration of this limitation, the number of diseases with probable case notification to the ministry should be increased and laboratory infrastructure should be improved.
Keywords: Communicable disease control; population surveillance; communicable disease surveillance,infectious disease notification system, notifiable diseases, morbidity, socioeconomic development
.: Process List