Kullanılmaya başlandığı anda bir sonraki versiyonu ortaya çıkan, bu baş döndürücü teknolojik devinimin içerisinde en önemli yerlerden birini kapsayan ''tıp teknolojisi'' sayesinde, hastalıkların tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler gözlenmektedir. Bu özel sayımız bu teknoloji içerisinde son günlerde oldukça populer hale gelen robot-yardımlı cerrahinin kalbe uygulanma alanlarını biz kalp cerrahlarına tekrar hatırlatmak amacıyla hazırlanmıştır.
Robotik kalp cerrahisi hastanın, deneyimle birlikte cerrahın, konfor ve memnuniyetini artırmayı amaçlama düşünce sistemiyle gerçekleştirilmiştir. Günden güne artan görüntü kalitesiyle 3D özelliği kazanmış, artan kollar sistemiyle de cerrahi manuplasyonu daha kolay hale getirmeye başlamıştır. Tabii ki bu son nokta değildir, uygulayan cerrahlar bilirler, ''dokunma hissi'' gibi bazı konularda çalışmalar halen sonuçlanmamıştır. Birçok yayında görülebilen ''cerrahın ellerinin yerine geçmesi aynı manuplasyonlarının yapılabilmesi'' bence halen bir iddia düzeyindedir. Hocalarımızın dokunun tabiatından, cerrahi teknikte değişikliğe karar vermesi, cerrahinin ''bilimin altyapısında sanatsal bir disiplin'' olduğu gerçeği ile çelişmektedir. Editör olarak bütün indeks sistemlerine girebilme şansına sahip bir cerrah olarak, bir önceki paragrafta da belirttiğim gibi, engellenemeyen teknolojik gelişmenin yanı sıra cerrahinin BİLİM-SANAT-RUHSAL sacayağı boyutu gözden kaçırılmamalıdır. Bu konularda istenilen her indekste onlarca referans verebilmeme rağmen esas referans, saygımızda en ufak bir eksiklik bırakmamamız gereken şu anda çoğu emekli olmuş saygıdeğer HOCALARIMIZDIR.
Teknolojideki bu baş döndürücü gelişmelere karşın kalp ve damar cerrahlarımızın, özellikle mesleğe yeni başlayan asistan ve uzman arkadaşlarımızın öncelikle teknolojiyle çok paralele giden mesleklerini icra ederken ''temel cerrahi ilkeleri'nin de unutulmaması, bu düzeylere hangi çileli yollardan gelindiğini bilmeleri de gerekmektedir. Değerli Hocalarımızın anıları ve bugünkü başarılı tedaviler ve sınırlanamayan vizyonlar yeni cerrahlar için tartışmasız bir kanıtdır.
Özel sayımızın içeriğine gelince;
Robotik cerrahiye başlamak için yapılması gereken eğitimler, adım adım ilerlemeler, cihazların tanıtılması, olası risk ve komplikasyonlar ilk konularımızda değerlendirildi.
Robotik kalp cerrahisinin anestezi protokolü konvasiyonel cerrahi işlemlerden biraz farklıdır. Karbondioksit insuffliasyonu, tekli akciğer ventilasyonu, kapnotoraksın oluşturulması ve bunun basıncının ayarlanması işlemin esas püf noktalarıdır. Bu sağlanamazsa cerrahın görüş alanından bahsetmek mümkün değildir. Anestezi bölümünün de bu konuda eğitim alması şarttır. Ayrıntıları ve ciddi bir hasta deneyimleriyle hocalarımız konunun ayrıntılarını vermişlerdir.
Robotik mitral kapak cerrahisinin, konunun aslında en keyifli bölümü olduğunu düşünmekteyim. Sub-valvular aparatusa ait mükemmel görüntü her türlü mitral kapak ve daha da ilerisi sub-valvuler rekonstrüksiyonuna olanak sağlamaktadır.
Robotik koroner revaskülarizasyon da dikkate değer diğer bir konudur. Eğitim sırasında da en çok işlem robotik LIMA çıkarmaya yoğunlaştığı için cerrahlar öncelikle bu konuyla başlarlar. Bu konuyla da ilgili ülkemizin ciddi tecrübesi olan bir ekibe ait hasta verileri bulunmaktadır.
Kardiyak ritm bozuklukları arasında klinikte sıklıkla karşılaştığımız atriyal fibrilasyonda, konvansiyonel cerrahi yöntemlerin dışında ablasyon tedavileri günümüzde başarıyla uygulanmaktadır. Her yöntemde temel felsefe atriyal doku bölgelerinin ve pulmoner venlerin elektriksel izolasyonudur. Bu özel sayımızda diğer konvansiyonel tekniklere yalnızca atıfta bulunulmuş, robotun bu konuyla ne ilgisi olduğu ve nasıl kullanılması gerektiği ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
Atriyal septal defekt gibi konvansiyonel cerrahi tekniklerle kolayca opere edilen bu tablo, birkaç tane birer cm'lik insizyonlarla yapılabilmesi, sternotomi ve/veya torakotomiye oranla tabii ki hasta konforunu artıracaktır. Konu ile ilgili yazıda da görebileceğiniz üzere hastanın post-operatif dönemde cerrahi insizyon izleri bile belli belirsizdir. Başlangıçta da vurguladığım gibi teknolojiyi bekletmek imkânsızdır. Bu nedenle robotik kalp cerrahisinde de son nokta günümüz değildir, gelişmeye devam etmektedir. Bu vizyon sahibi olunması gereken konuyu da, bu konuda hem ülkemizde hem de dünyada haklı bir yere sahip Hocamız kaleme almıştır.
Gelecek ile ilgi diğer bir çalışmamız da ''dokunsal geribildirim'dir. Dokunsal geribildirim, tüm cerrahların da bildiği üzere operasyon tekniğinin değişmesinden tutun da, kullanılacak suture ve iğnenin kalibrasyonu ve şeklini bile etkilemektedir. Dışardan bakılınca kolay görülen cerrahi düğüm atma işlemi bile gerçek bir soruna her an dönüşebilmektedir. İşte bu konuda da özel sayımızda ilginç bir yazı bulunmaktadır.
Tabii ki robotik kalp cerrahisi kalp cerrahisinde her konunun üstesinden gelememektedir. Hangi konularda zorlandığı, cerrahların learning-curve'ü gibi zaman alıcı, sabır gerektiren durumlar mevcuttur. Bu konular da ilginizi çekecektir.
Şimdiye kadar Üniversite/Eğitim Araştırma ve Devlet hastanelerinde ilk robotik kalp operasyonu, ilk robotik-hibrid operasyonları kliniğimize nasip olmuştur. Umarım diğer hocalarımızda başlarlar (veya başladılar) ki maliyet açısından hastalarımız daha rahat edebilsin. Eğitim Araştırma Hastanesinde çalıştığımdan ötürü -benden çok daha tecrübeli hocalarımız olmasına rağmen- hangi konuların SGK kapsamına alınması gerektiği tarafıma soruldu ve bizde konunun maliyet açısından araştırılmasını organize ettik. Bu sayımızda da ekonomik açıdan konvansiyonel teknik ile robotik tekniğin ayrımına da değindik.
Bu özel sayının hazırlanmasında başta özel sayımızın Baş Editörü, aynı zamanda bizlere bilgi ve tecrübeleriyle destek olan Sayın Hocam Dr. Belhhan AKPINAR'a,
Bu özel sayının çıkmasını sağlayan Türkiye Klinikleri Ailesine ve kalp cerrahisine gönül veren tüm Türk Hekimlerine teşekkür ve şükranlarımı borç bilirim.
Saygılarımızla
.: Process List