Nedeni bilinmeyen plevral efüzyonlara (PE) tanısal yaklaşımda, transüda veya eksüda ayırımının yapılması ilk adım olarak kabul edilmektedir. Transüda-eksüda ayırımında klinik öngörüden çok biyokimyasal yöntemlerden yararlanılmaktadır. Uzun yıllar transüda-eksüda ayırımında yaygın olarak kullanılan ve Light kriterleri olarak adlandırılan biyokimyasal parametreler, günümüzde de aynı klinik amaçlarla yaygın kullanıma sahiptirler. Ancak Light kriterleri, yüksek duyarlılık (%95-98) ve doğruluk (%95), fakat daha düşük özgüllük (%77-83) düzeylerine sahiptirler. Bu nedenle transüda-eksüda ayırımında, farklı ve daha yeni biyokimyasal kriterler araştırılmıştır. Yeni biyokimyasal testlerin, Light kriterlerine üstünlüklerinin olmadığı veya daha düşük tanısal değere sahip oldukları bildirilmektedir. Bununla birlikte, transüda-eksüda ayırımında alışılmış klasik yaklaşımın aksine, Light kriterleri'nin, kolesterol düzeyi veya serum-efüzyon albumin gradiyenti ile birlikte kullanılması durumunda daha yüksek tanısal doğruluk oranlarının sağlanabileceği söylenebilir. Plevral sıvı kolesterolü + plevral sıvı/serum proteini oranı, ya da plevral sıvı kolesterolü + plevral sıvı/serum LDH oranı birlikteliğinin (duyarlılık ve özgüllük %100) diğer parametrelerden ve Light kriterlerinden daha etkili olduğu bildirilmiştir. Biyokimyasal testler, tanısal yaklaşımda klinik öngörüye göre daha yüksek tanısal doğruluk oranlarına sahip olmalarına rağmen, klinik tanıyla çelişen transüda veya eksüda tablolarında, klinik öngörünün biyokimyasal testlerle kombine kullanımı, tanısal doğruluğu arttırmaktadır ve tercih edilmelidir. Transüda nedenleri belirlenemeyen bazı transüdatif PE'lerin, akciğer malignitelerinin erken bulgusu olabileceği gerçeği, ancak klinik öngörü ile sağlanabilecek önemli bir tanısal değerlendirmedir. Transüda olduğu halde Light kriterleri ile eksüda tanısı konan vakaların çoğunluğunun, uzun süreli diüretik tedavisi alan hastalar olduğu bildirilmektedir. Bu tür bir PE vakasının doğru sınıflandırılabilmesi için serum-PE albümin farkının ölçümü önerilmektedir. Bununla birlikte, böyle bir gerekçe olmadan, efüzyon sınıflandırılmasında serum-PE albümin farkının tek başına kullanılması önerilmez. Böyle bir yaklaşım birçok eksüdanın transüda olarak yanlış sınıflandırılmasına neden olacaktır. Bazı etyolojik faktörler hem transüdatif hem de eksüdatif PE'lere neden olabilirler. Bu tür vakalarda transüda-eksüda ayırımında öncelikli olarak klinik kararların, biyokimyasal yaklaşımların yerini alması gerekebilir. Herhangi bir akciğer malignitesine özgü tümör belirteci henüz bulunmamaktadır. Ancak, tanı ve izlenmesinde güçlük çekilen bazı malignitelerde, tümör patogenezi veya türü konusunda çeşitli belirteçlerin yararı olabilir, en azından bu belirteçlerin araştırılması klinik değerlendirmeye katkı sağlayabilir.
Anahtar Kelimeler: Plevral efüzyon, biyokimyasal incelemeler, tümör belirteçleri
The first step in diagnostic approach for undiagnosed pleural effusions (PE), it is assented to be achieved the separation between transudative and exudative PE. Biochemical methods are used for the separation of transudative-exudative PE rather than clinical foresight. For many years, the biochemical criteria named as Light criteria have been commonly used in the separation of transudative-exudative PE, and have also been used for the same clinical objectives nowadays. However, Light criteria have a very high sensitivity (95-98%) and accuracy (95%), but lower specificity (77-83%) levels. Therefore, some new and different biochemical criteria have been investigated for separation of transudate-exudate. It is agreed that the other tests have no more superiority than Light criteria, and even, the other tests have very lower diagnostic value according to Light criteria. For the separation of transudate-exudate, it can be said on the contrary classic approach that higher accuracy ratio was obtained with the use of either PE cholesterol level or serum-effusion albumin gradient with Light criteria. It is reported that these combinations were more effective (100% sensitivity and specificity) than the other tests or Light criteria. Although biochemical tests have the higher diagnostic accuracy than clinical foresight in diagnostic approach, if the biochemical diagnosis of transudate or exudate contrasts to the clinical diagnosis, the use of clinical diagnosis combined with biochemical tests enhances the diagnostic accuracy. When it is not determined the cause of transudative effusion for some transudative effusions, this kind of the fluids may be early finding of the pulmonary malignancies, and this condition is an important diagnostic evaluation so that it may be obtained by the clinical foresight. It is declared that although they indeed have a transudative effusion, and are diagnosed as a transudate by clinical presumption, most of the patients determined as an exudate by Light criteria were composed of the patients treated with diuretics for a long time. It is proposed the measurement of serum-PE albumin gradient, for the correct classification in these kinds of cases. However, alone the use of serum-effusion albumin gradient for the classification of pleural fluids is not recommended. Because, suchlike an approach can cause that many of exudate cases are be misclassified as transudate. Some etiologic factors can cause both transudative and exudative pleural effusions. In order to distinguish exudate from transudate, clinical approach and decisions should replace biochemical approaches in such cases. There is not specific marker for any pulmonary malignity, still. However, if there is a difficulty for the diagnosis of some of the malignancies, various markers known in this topic may be useful on the tumor pathogenesis or the kind of malign tumor, and at least they can provide a contribution for the clinical evaluation.
Keywords: Pleural fluid, biochemical examinations, tumor determinants-markers
.: Process List