Amaç: Periferik damar yaralanmaları yüksek morbidite ve mortalite oranları ile birliktedir. Hasta hayatı ve ekstremitenin kurtarılması için erken tanı ve müdahale gereklidir. Bu retrospektif klinik çalışma, periferik damar yaralanmalarına yaklaşımda önemli faktörleri, ilgili literatür ile birlikte incelemek amacıyla planlanan araştırma yazısıdır. Gereç ve Yöntemler: Eylül 2008-Mart 2011 tarihleri arasında periferik damar yaralanması nedeniyle ameliyat edilen 63 olgu etiyoloji, yaralanma yeri, eşlik eden lezyonlar, uygulanan tedaviler ve komplikasyonlar açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: Kırk beş erkek, 18 kadın olmak üzere toplam 63 hasta (yaş ortalaması: 31, yaş sınırı:17-65) periferik damar yaralanması nedeniyle opere edildi. En sık yaralanma nedeni 37 hasta ile kesici-delici alet yaralanmasıydı. Hastaneye geliş süresi 0-5 saat arasında değişmekteydi. Yaralanma bulguları en belirgin olarak 29 (%46) hastada kanama, 25 (%39,6) hastada iskemi, 9 (%14,2) hastada hematom şeklindeydi. Hastaların %19'unda üst ekstremite arter yaralanmaları, %81'inde alt ekstremite arter yaralanmaları görülmekteydi. Venöz yaralanmalar tüm hastaların %49,2'sinde mevcuttu. Kas ve tendon yaralanmaları 27 (%42,8) hastada, fraktür12 (%19) hastada, sinir yaralanması 10 (%15,8) hastada tespit edildi. Sonuç: Üst ekstremite yaralanmalarında en sık radial arter yaralanması görülürken, alt ekstremite yaralanmalarında sıklık sırası ana femoral arter, eksternal iliak arter, popliteal arter ve yüzeyel femoral arter şeklindeydi. Venöz yaralanmalarda en sık olarak ana femoral ven ve daha az sıklıkla yüzeyel femoral ven yaralanması mevcut olup, venöz yaralanmaların çoğuna arteriyel yaralanma da eşlik etmekteydi. Olgu sayımız istatistiksel olarak anlamlı bir sonuç için yeterli olmamakla beraber, literatür verileri de dikkate alınarak, hastaneye ulaşma süresi, erken müdahale, yaralanma bölgesi (alt ekstremite-üst ekstremite, proksimal-distal), yaralanma tipi (kesici-delici, künt, ateşli silah, iatrojenik), ek yaralanmalar (kas-tendon, kemik fraktürü, sinir), müdahale sıralaması (revaskülarizasyon-stabilizasyon), kompartman sendromunun erken tanınması, gerektiğinde erken amputasyon kararının zamanında alınması, özellikle motor ve duyu defisiti göz önünde bulundurularak postoperatif takibe önem verilmesi periferik vasküler yarlanmalarına yaklaşımda önem verilmesi gereken konulardır. Ancak olgu sayımızın az olmasından dolayı, vasküler yaralanmalarda yaklaşımda dikkat edilmesi gereken hususlar ile morbidite ve mortaliteyi etkileyen faktörlerin daha büyük olgu serilerini içeren prospektif çalışmalarla incelenmesi önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Vasküler sistem yaralanmaları; kol yaralanmaları; bacak yaralanmaları
Objective: Peripheral vascular injuries are accompanied with high morbidity and mortality. Early diagnosis and management are necessary for the salvage of life and extremity. This retrospective study was planned to examine the factors in the management of cases admitted with peripheral vascular injuries together with the relevant literature. Material and Methods: The cases operated for peripheral vascular injuries between September 2008-March 2011 were evaluated retrospectively in terms of injury site, associated lesions, applied treatments and complications. Results: We studied forty-five males, eighteen woman, totally sixty-three patients (mean age:31, age range: 17-65) who had surgical operation for peripheral vascular injuries. The most common cause of injury was cutting-piercing tool injury in thirty seven patients. The duration for the arrival to hospital was 0-5 hours. Injury findings were most notably bleeding in 26 patients(%46), ischemia in 25 patients (39.6%), hematoma in 9 patients(14.2%). Upper extremity arterial injuries were seen in 19% of patients and lower extremity arterial injuries were seen in 81% of patients. Venous injuries were present in 49.2% of patients. Muscle and tendon injuries were seen in 27(42.8%) patients, fractures were seen in 12 patients(19%), nerve injuries were present in 10 patients(15.8%). Conclusion: Radial arter was the most afffected artery in upper extremity injuries. Common femoral artery, external iliac artery, popliteal artery and superficial femoral artery were the most affected artery in lower extremity injuries. Common femoral vein and less frequently superficial femoral vein were the most affected vein in venous injuries and venous injuries were usually accompanied by the arterial injuries. Although the number of our cases is not sufficient for obtaining a statistically significant result, taking into account literature data; arrival time, early intervention, the area of injury (lower extremity and upper extremity, proximal-distal), type of injury (penetrating, blunt, firearm, iatrogenic), additional injuries (muscle-tendon, bone fractures, nerve), intervention ranking (revascularization-stabilization), early recognition of the compartment syndrome, decision taken in time of the early amputation if necessary, giving importance to postoperative follow up of especially motor and sensory deficits are impotant issues that should be taken into account in approach to peripheral vascular injuries. Since number of cases in our study is small, prospective studies containing larger case series should be planned to examine the factors affecting morbidity and mortality and the issuses to be considered in approach to vascular injuries.
Keywords: Vascular system injuries; arm injuries; leg injuries
.: Process List