Prostat kanseri erkek populasyonu etkileyen en önemli sağlık sorunlarından biridir. Tüm erkek kanserlerinin %11ini ve erkekler arasında kanserden ölümlerden de %9unu oluşturmaktadır. Tanı anında tümörlerin sadece %55i, organize bir tarama proğramı yokluğunda klinik olarak lokalizedir. Modern serilerde bile klinik lokalize prostat kanserli hastaların %30-45inin patolojik evrelemede kapsül dışı yayılıma sahip oldukları gösterilmiştir. Prostat kanseri kanıtı için kullanılan ana tanı araçlarını parmakla rektal muayene (PMR), serum prostat spesifik antijen düzeyi (PSA) ve transrektal ultrasonografi (TRUS) oluşturmaktadır. Patolojik evreleme, lokalize prostat kanseri tedavilerinin sonuçlarını belirlemede en kullanışlı parametre olarak kabul edilmektedir. Prostat kanserinde tedavi seçenekleri, hastalığın klinik evresi, hayat kalitesi, hastanın yaşam beklentisi ve ko-morbiditesi ile ilişkilidir. Lokalize prostat kanserli erkeklerde, yaşam beklentisi 10 yıl veya üzerinde ise tedavinin amacı kür olmalıdır. Lokalize prostat kanserinin tedavisinde standart cerrahi teknik radikal prostatektomidir. Bu yöntem 20. yüzyılın başında Young tarafından perineal yaklaşımla gerçekleştirilmişken, 1945 yılında Millin ilk defa retropubik radikal prostatektomiyi gerçekleştirmiştir. 1982de Walsh ve Dankerın, dorsal venöz kompleksi tanımlamaları ve kan kaybını azaltıcı, nörovasküler demeti koruyucu cerrahi teknikleri geliştirmeleri ile erektil disfonksiyonun azaltılarak işlemin gerçekleştirilmesi sağlamıştır. Günümüzde lokalize prostat kanserinde radikal prostatektomi, prospektif randomize çalışmalarda konservatif tedavi ile karşılaştırıldığında kanser spesifik survi sağlayan tek tedavidir. Cerrahi deneyim komplikasyon oranlarını azaltırken kanser kürünüde arttırmaktadır. Operasyon deneyimli bir üroloğun ellerinde minimal intraoperatif ve postoperatif morbidite ile gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzde retropubik prostatektomi aynı seansta pelvik lenf nod disseksiyonuna da olanak sağladığından en fazla tercih edilen yöntemdir. Radikal prostatektomi, yüksek kür şansı olan ve tedaviden fayda görebilecek kadar uzun yaşam süresi beklentileri olan prostat kanserli hastalar için saklanmalıdır. Cerrahi, organa sınırlı hastalığı olan veya iyi- orta diferansiye tümörlerde temiz cerrahi sınırların sağlanabileceği prostat kapsülüne yayılım olan hastalarda tek başına kür sağlayabilmektedir. İşlem rutin olarak retropubik yolla veya perineal yaklaşımla yapılabilmekteyken günümüzde bir çok merkezde laparoskopik ve robotik radikal prostatektomi konusunda deneyim kazanılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Lokalize prostat kanseri, radikal prostatektomi, radikal retropubik prostatektomi, radikal perineal prostatektomi, laparoskopik radikal prostatektomi
Prostate cancer is recognized as one of the principal medical problems facing the male population. Prostate cancer constitutes about %11 of all male cancers and %9 of all cancers deaths among men within the world. By the time of diagnosis, only %55 of tumors are clinically localized in the absence of an organized screening programme. Even in modern series, %30-45 of patients with clinically localized disease are found to have extracapsular extension at pathological staging. The main diagnostic tools used to look for evidence of prostate cancer include digital rectal examination (DRE), serum prostate-specific antigen (PSA) and transrectal ultrasonography (TRUS). Material and Pathological stage is the most useful parameter which defines the result of therapy at localized prostate cancer. The way of therapy at prostate cancer depends on various factors such as the clinical stage, quality of life, life expectancy and co-morbidity of the patient. In men with localized prostate cancer and a life expectancy of 10 years or more, the goal of management must be eradication of the disease. The standart surgical technique for the treatment of localized prostate cancer is radical prostatectomy. This procedure was applied at the beginning of the 20 th century by Young who used a perineal approach while Millin performed retropubic radical prostatectomy (RRP) for the first time in 1945. In 1982, Walsh and Danker described the anatomy of dorsal venous complex and the technical aspects of surgery needed to reduce blood loss dramatically and to spare the neurovascular bundlees, avoiding definitive erectile dysfunction. Currently radical prostatectomy is the only treatment for localized prostate cancer that has indicated a cancer specific survival benefit when compared to conservative management in prospective randomized trials. Surgical experience has decreased the complication rates and improved cancer cure. The operation is associated with minimal intra-operative and postoperative morbidity in the hands of of an experienced urologist. The retropubic approach is more commonly performed as it enables simultaneously pelvic lymph node assessment to be caried out as an advantage over the perineal approach. Radical prostatectomy should be reserved for prostate cancer patients who have a high probability of cure and who will live long enough to benefit from traetment. Surgery alone cures most men with organ confined disease or with well to moderately differentiated tumors which have perforated the prostate capsule to an extent where it is still possible to obtain clear surgical margins. As a conclusion, radical prostatectomy is an efficient and safe treatment modality for localized prostate cancer. The procedure is routinely performed either retopubically or using a transperineal approach while at nowadays most centers have gained experience with laparoscopic radical prostatectomy and robotic radical prostatectomy.
Keywords: Localized prostate cancer, radical prostatectomy, radical retropubic prostatectomy, radical perineal prostatectomy, laparoscopic radical prostatectomy
.: Process List