Amaç: Yenidoğan yoğunbakım servisimizde 2006 yılında yatırılan yenidoğanlarda indirekt hiperbilirubinemi (İHB) sıklığı, klinik özellikler, altta yatan nedenleri ve tedavi şekillerinin belirlenmesi. Gereç ve Yöntemler: Hastanemiz yenidoğan ünitesinde 2006 yılında yatırılarak tedavi altına alınan yenidoğanlar geriye dönük olarak incelenmiş ve İHB nedeniyle izlenenler çalışmamıza alınmıştır. Başka nedenlerle yatırılan ve izlemde İHB gelişenler bu çalışmaya alınmadı. Olguların tedavi şekilleri Amerikan Pediatri Akademisi'nin 2004 yılında yayınlanan önerileri doğrultusunda total serum bilirubin düzeyleri, doğum ağırlıkları ve doğum sonrası yaşlarına göre belirlendi. Bulgular: Son bir yılda servisimizde izlenen 1148 hastadan 575'i (% 50.1) İHB tanısı aldı. Olguların ortalama doğum ağırlıkları (DA) 3066.6 ± 547.6 g (1500-5000 g), gestasyon haftaları (GH) 37.8 ± 2 (30-42 hafta), doğum sonrası yaşları 6.1 ± 3.2 gün (1-24 gün), anne yaşları 25.5 ± 5.4 yıl (17-42 yıl), başvuruda bilirubin değerleri 22.2 ± 4.3 mg/dL (11-37.3), vaginal doğum oranı % 73.4, annenin yaşayan 1. çocuğu olanlar % 59.9, anne sütüyle beslenme % 93.4 oranındaydı. Olguların % 51.7'si yaz, % 20.9'u ilkbahar mevsiminde tedavi edilmişti. İHB nedenleri anne sütü sarılığı (% 29.4), prematürite ve/veya düşük doğum ağırlığı (DDA) (% 25.7), bilinmeyen nedenler (% 18.6), ABO uyuşmazlığı (% 14.3), Rh uyuşmazlığı (% 2.3), ABO+Rh uyuşmazlığı (% 1.9), sefal hematom (% 1.9), idrar yolu enfeksiyonu (% 1), sepsis (% 0.9), subgrup uyuşmazlığı (% 0.9), Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği (% 0.5), konjenital hipotiroidi (% 0.4) olarak belirlendi. Kan değişimi 32 (% 5.7) yenidoğana, hemolitik hiperbilirubinemisi olan 93 yenidoğandan 35'ine (% 6.4) ise immunoglobulin tedavisi uygulandı. Olguların vücut ağırlığı kayıpları erken anne sütü sarılığı olan 169 olguda % 10.3 ± 4.7 (5.5-30) iken, diğerlerinde % 4.4 ± 4.3 (0-21) idi. Aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.005). Vücut ağırlığı kayıplarının oranı mevsimle ilişkili bulunmadı (p>0.05). Annenin 1. çocuğu olma, DA ve GH'nın düşük olması ağırlık kaybını arttırmaktaydı (p<0.05). Uzamış sarılığı olan 21 (% 3,65) yenidoğandan 9'unda preterm ve/veya DDA, 2'sinde hipotiroidi, 2'sinde idrar yolu infeksiyonu saptandı, 2 olguda ise altta yatan herhangi bir neden bulunamadı. Sonuçlar: İHB yenidoğan döneminin sık karşılaşılan sorunlarından olup yenidoğan ünitelerine yatışların büyük bir çoğunluğunu oluşturmaktadır. Hastalığın en sık nedenleri arasında anne-bebek arasındaki kan grubu uygunsuzlukları, doğumdan sonraki ilk günlerde anne sütüyle yeterince beslenememe, deneyimsiz annelerin yaşayan ilk çocuğu olma, düşük doğum ağırlığı ve prematurite sayılabilir. Ayrıca prematurelik veya düşük doğum ağırlığıyla doğma sarılığın uzamasına neden olabilmektedir. Sarılıklı yenidoğanların araştırılması ve altta yatan risk faktörü olup olmadığının belirlenerek erken tedavi verilmesi, yenidoğan sağlığı açısından önemlidir.
Anahtar Kelimeler: İndirect hiperbilirubinemi; yenidoğan; sıklık; nedenler
Objective: To define the incidence, etiological factors, clinical findings and the treatment mode of neonates with indirect hyperbilirubinemia (IHB). Material and Methods: Retrospective analysis of the hospital records of neonates in Ministry of Health Ankara Diskapi Children's Hospital between 01.01.2006-31.12.2006. The neoates with only IHB were included in this study. The mode of therapy was detemined according to the recommendation of American Academy of Pediatrics in 2004. Results: The incidence of IHB was 50.1%, occuring in 575 infants among hospitalized 1148 neonates with following characteristics: the mean gestational age of 37.8 ± 2 weeks (30-42), mean birth weight (BW) of 3066.6 ± 547.6 g (1500-5000 g), mean bilirubin level on admission of 22.2 ± 4.3 mg/dL (11-37.3), vaginal delivery ratio of 73.4%, first time mother ratio of 59.9%, breastfeeding ratio of 93.4%, the ratio of neonates hospitalized in summer of 51.7% and in spring of 20.9%. The etiological factors of IHB were as follows: breastfeeding jaundice (29.4%), prematürity and/or low birth weight (LBW) (25.7%), unknown etiology (18.6%), ABO incompatibility (14.3%), Rh incompatibility (2.3%), ABO+Rh incompatibility (1.9%), cephal hematoma (1.9%), urinary infection (1%), sepsis (0.9%), subgroup incompatibility (0.9%), Glucose 6 phosphate dehydrogenase deficiency (0.5%), and congenital hypothyroidism (0.4%). Exchange transfusion ratio was 5.7% (n=32), and 35 of the neonates (6.4%) were given immunoglobulin therapy among 93 with hemolytic hyperbilirubinemia. There were 169 infants (29.4 %) diagnosed early breastfeeding jaundice, and mean weight loss from BW was 10.3 ± 4.7% (5.5-30) in these infants. The mean weight loss from BW was 4.4 ± 4.3% (0-21) for the other infants. We found weight loss was remarkable in the neonates with early breastfeeding jaundice (p<0.005), and first time mothers (p<0.05), but unremarkable hospitalized in summer (p>0.05). The gestational ages and BWs were negatively correlated with weight loss. The etiological factors for 21 neonates (3.65%) diagnosed prolonged jaundice were prematurity and/or LBW (n=9), urinary tract infection (n=2), congenital hypothyroidism (n=2), and unknown etiology (n=2). Summary: IHB is a clinical condition commonly affecting the neonates, and among the most frequent reasons for hospitalization of the neonates. Blood incompatibilities, inadequate breastfeeding in the first few days, LBW and prematurity are important risk factors for the disease, and also prolongation of the jaundice.
Keywords: Hyperbilirubinemia, indirect; neonatal; newborn; incidence; etiology
.: Process List