Ateroskleroz, kökeninde oksidatif ve inflamatuar bileşenlerin major rol oynadığı karmaşık, multifaktöriyel bir hastalıktır. Özellikle beslenme ve egzersiz olmak üzere yaşam tarzı ve çevresel faktörler ve aynı şekilde genetik faktörler, bu anormal oksidatif ve inflamatuar bileşenlerden ve hastalıkla ilişkili lipid anormalliklerinden sorumlu görülmektedir. Yerleşmiş koroner kalp hastalığı (KKH) ve kanda oksidatif stresin tanımlanmış bir biyobelirteci olan artmış okside LDL (oxLDL) arasındaki yakın ilişki, çok sayıda araştırma grubu tarafından iyi tespit edilmiştir [1,2-5]. Örnek olarak, oxLDL'nin dolaşımdaki yüksek konsantrasyonları, Holvoet ve ark. tarafından bildirilen uluslararası, çok merkezli Sağlık, Yaşlanma ve Vücut Bileşimi çalışmasında [6] artmış KKH risk durumu ile son derece orantılı idi. Bu grup çok ırklı, çok merkezli bir çalışmada, kanda oxLDL'nin artmış konsantrasyonlarının, çok sayıda iyi bilinen kardiyovasküler risk belirteci [plak ortaya çıkışı-karotis arter stenozu, ayak bileği-brakiyal kan basıncı, koroner damar kalsifikasyon düzeyleri, artmış LDL kolesterol (LDL-K) ve azalmış HDL kolesterol (HDL-K), artmış trigliseritler, artmış inflamatuar belirteçler, cinsiyet, etnik köken, diyabet, hipertansiyon ve sigara içimi] ile bağlantısı yoluyla subklinik kardiyovasküler hastalık (KVH) ile ilişkili olduğunu göstermek için bu korelasyonu daha da geliştirmiştir [7]. Yazarlar, oxLDL ile KVH riski arasındaki ilişkinin diğer KVH risk faktörleri açısından düzenleme yapıldıktan sonra zayıflaması nedeniyle, yüksek oxLDL'nin büyük olasılıkla, hastalığın bir sonucu olmaktansa KVH gelişimi ile ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir. C-reaktif protein (CRP) ve fibrinojen düzeyleri ile birlikte oxLDL'nin, kardiyovasküler hastalık gelişim riski altında olan hastaların tespit edilmesi için uygun bir diagnostik araç olarak düşünülmesi gerektiğini doğrulayan yakın geçmişte yapılmış bir sistematik derlemeden alıntı yapmışlardır [8]. Lobbes ve ark. tarafından yapılan çalışmada [7], oxLDL'nin immün olarak tespit edilebilir kitlesi, 4E6 olarak isimlendirilen monoklonal antikor kullanılarak bir enzim-bağlantılı immünosorbent testi (ELISA) yöntemi ile belirlenmiştir. Bu antikorun oxLDL'nin spesifik bir tespit edicisi olarak kullanımı tartışmalıdır ve birçok 4E6 çalışmasının son zamanlarda yapılan ayrıntılı bir derlemesinde [9] yazar, antikorun oxLDL ile değil, LDL-K ile güçlü bir şekilde orantılı olduğu sonucuna varmıştır. Tsouli ve ark. [9] benzer bir sonuca, bilinen oxLDL konsantrasyonu olan plazmaya normal, nonoksidize LDL eklenmesinin, 4E6 antikoru ile artmış oxLDL titresine neden olduğunu gözlemleyerek ulaşmışlardır. ApoB düzeyleri çok değişkenli bir model içerisinde ayrıldığında oxLDL, gelecekteki artmış kardiyovasküler olayların bağımsız bir prediktörü değildi. Bu, 4E6 antikoru ile belirlenen oxLDL'nin gelecekteki koroner olayların güzel bir prediktörü olduğunu bildiren Meisinger ve ark.nın gözlemleriyle [10] belirgin şekilde tezat göstermektedir. Açıkça, dolaşımdaki oxLDL'nin tüm bildirilen ölçümleri benzer değildir ve kullanılan antikora bağımlıdır. Farklı antikorların ve yöntem protokollerinin standardizasyonu ve nitelendirilmesi acilen gerekmektedir.
Ateroskleroz, kökeninde oksidatif ve inflamatuar bileşenlerin major rol oynadığı karmaşık, multifaktöriyel bir hastalıktır. Özellikle beslenme ve egzersiz olmak üzere yaşam tarzı ve çevresel faktörler ve aynı şekilde genetik faktörler, bu anormal oksidatif ve inflamatuar bileşenlerden ve hastalıkla ilişkili lipid anormalliklerinden sorumlu görülmektedir. Yerleşmiş koroner kalp hastalığı (KKH) ve kanda oksidatif stresin tanımlanmış bir biyobelirteci olan artmış okside LDL (oxLDL) arasındaki yakın ilişki, çok sayıda araştırma grubu tarafından iyi tespit edilmiştir [1,2-5]. Örnek olarak, oxLDL'nin dolaşımdaki yüksek konsantrasyonları, Holvoet ve ark. tarafından bildirilen uluslararası, çok merkezli Sağlık, Yaşlanma ve Vücut Bileşimi çalışmasında [6] artmış KKH risk durumu ile son derece orantılı idi. Bu grup çok ırklı, çok merkezli bir çalışmada, kanda oxLDL'nin artmış konsantrasyonlarının, çok sayıda iyi bilinen kardiyovasküler risk belirteci [plak ortaya çıkışı-karotis arter stenozu, ayak bileği-brakiyal kan basıncı, koroner damar kalsifikasyon düzeyleri, artmış LDL kolesterol (LDL-K) ve azalmış HDL kolesterol (HDL-K), artmış trigliseritler, artmış inflamatuar belirteçler, cinsiyet, etnik köken, diyabet, hipertansiyon ve sigara içimi] ile bağlantısı yoluyla subklinik kardiyovasküler hastalık (KVH) ile ilişkili olduğunu göstermek için bu korelasyonu daha da geliştirmiştir [7]. Yazarlar, oxLDL ile KVH riski arasındaki ilişkinin diğer KVH risk faktörleri açısından düzenleme yapıldıktan sonra zayıflaması nedeniyle, yüksek oxLDL'nin büyük olasılıkla, hastalığın bir sonucu olmaktansa KVH gelişimi ile ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir. C-reaktif protein (CRP) ve fibrinojen düzeyleri ile birlikte oxLDL'nin, kardiyovasküler hastalık gelişim riski altında olan hastaların tespit edilmesi için uygun bir diagnostik araç olarak düşünülmesi gerektiğini doğrulayan yakın geçmişte yapılmış bir sistematik derlemeden alıntı yapmışlardır [8]. Lobbes ve ark. tarafından yapılan çalışmada [7], oxLDL'nin immün olarak tespit edilebilir kitlesi, 4E6 olarak isimlendirilen monoklonal antikor kullanılarak bir enzim-bağlantılı immünosorbent testi (ELISA) yöntemi ile belirlenmiştir. Bu antikorun oxLDL'nin spesifik bir tespit edicisi olarak kullanımı tartışmalıdır ve birçok 4E6 çalışmasının son zamanlarda yapılan ayrıntılı bir derlemesinde [9] yazar, antikorun oxLDL ile değil, LDL-K ile güçlü bir şekilde orantılı olduğu sonucuna varmıştır. Tsouli ve ark. [9] benzer bir sonuca, bilinen oxLDL konsantrasyonu olan plazmaya normal, nonoksidize LDL eklenmesinin, 4E6 antikoru ile artmış oxLDL titresine neden olduğunu gözlemleyerek ulaşmışlardır. ApoB düzeyleri çok değişkenli bir model içerisinde ayrıldığında oxLDL, gelecekteki artmış kardiyovasküler olayların bağımsız bir prediktörü değildi. Bu, 4E6 antikoru ile belirlenen oxLDL'nin gelecekteki koroner olayların güzel bir prediktörü olduğunu bildiren Meisinger ve ark.nın gözlemleriyle [10] belirgin şekilde tezat göstermektedir. Açıkça, dolaşımdaki oxLDL'nin tüm bildirilen ölçümleri benzer değildir ve kullanılan antikora bağımlıdır. Farklı antikorların ve yöntem protokollerinin standardizasyonu ve nitelendirilmesi acilen gerekmektedir.
.: Process List